Özet
Orta Çağ sanatından yirminci yüzyıla kadar olan süreçte gölgenin temsiliyetlerine ve kullanımına dair bu çalışma ilk olarak gölgenin farklı alanlardaki tanımları ile başlar. Platon'un mağara miti ve Orta Çağ sanatında gölge kullanımı ile devam eder. Çalışma, gölgenin Orta Çağ sanatında kendine yer bulamamasının sebeplerini düşünce tarihine referanslarla inceler. Batı sanatında gölgenin kullanılmaya başlaması ve anlam değişimlerine resim okumaları üzerinden yaklaşır. Batı düşünce tarihi ve sanatını ele alarak ilerleyen çalışma gölgenin varlık kazanmasını ve değişimlerini kronolojik bir sıralama ile ortaya koymaya çalışır. Bilinç ve bilgi ile ilişkilendirilen ışığın, gölge üzerinde kurduğu hiyerarşinin erimesini hem plastik hem de düşünsel anlamda ele alan çalışma Sigmund Freud ve Carl Gustave Jung'un bilinçdışı kavramı ile son bulmaktadır. Bilinç ve bilinçdışı arasındaki gerilimi, ışık- gölge üzerinden ele alan çalışma, edebi eserlerle de desteklenmiştir.