Abstract
Gurebâ Hastaneleri, bir diğer ifadeyle Osmnalı’nın modern sivil hastaneleri, bu hastanelerin inşa süreci ve mimarisine dair bir çalışmanın fikirsel alt yapısı, son dönem Osmanlı mimarisinde önemli bir yer tutan ve kitaba dönüştürebildiğim, hükümet konakları hakkında çalışma hazırlarken gündeme geldi. Dönemin farklı yapı türlerinde, karşılaştırma örneği seçerken hastane mimarisinin, özellikle modern askeri hastanelerden daha farklı bir şemada görülen sivil hastane yapılarının çalışmalarda yeterince ele alınmadığını görünce bu konuda bir çalışma yapmaya karar verdim. Konuya dair yapılan ön çalışmada, Osmanlı’nın son döneminde, Osmanlı coğrafyasının tamamında, çok sayıda sivil hastane inşa edildiği; Tanzimat Dönemi’nin sağlık alanında modernleşme çalışmalarının bir uzantısı olduğu anlaşılan bu sağlık yapılarının sancak merkezlerinde yer alan büyük boyutlu ve yerleşimin mimari kimliğine katkıda bulunan yapılar olduğu anlaşılmıştır. Özellikle fakir ve kimsesiz, sivil halka hizmet vermesi amaçlanan bu hastaneler, inşa edilmeye başladıkları dönemden itibaren, Cumhuriyet Dönemine kadar, özelleşmiş bir tanımlamayla “Gurebâ Hastahanesi” ya da “Gurebâ-yı Müslimin Hastahanesi” olarak isimlendirilmiştir. Sultan II. Abdülhamid’in saltanatı döneminde ciddi bir ivme kazanarak inşası yoğunlaşan bu hastaneler, bu dönemde inşa edilen pekçok yapı örneğinde olduğu gibi sultanın adına izefeten Hamidiye Gurebâ Hastahanesi olarak da isimlendirilmişlerdir. Bir kısmının inşa sürecinin bulaşıcı hastalıklarla, özellikle XIX.yüzyılın sonların XX.yüzyılın başlarında yaşanan frengi salgınıyla ilintili olduğu bilinen bu hastaneler, Frengi Hastahanesi ya da Zükur ve İnas Hastahanesi gibi isimlerle de tanımlanmıştır.
Bu çalışmada, Osmanlı’nın son döneminde inşa edilen gurebâ hastaneleri ele alınmıştır. Bu noktada dönemin, özel girişimle inşa edilen hastaneleri ve askeri hastaneleri çalışma kapsamnına dahil edilmemekle birlikte karşılaştırma örneği olarak kullanılmıştır. Çalışmaya sınırlandırma getirmek için Osmanlı coğrafyasının tamamı değil, bugün Türkiye sınırları içinde kalan ve tespit edilebilen sivil hastaneler ele alınmıştır. Sivil hastaneler arasında yer alan gurebâ hastanelerinin büyük çoğunluğu, yetersiz gelme, harap olma gibi sebeplerle yıkılmış veya yıktırılmış; günümüze ulaşmamıştır. Bu hastanelerin bir kısmı değişikliklerle de olsa günümüze gelebilmiştir. Günümüze ulaşan ve ulaşmayan örnekler, belirlenebildiği oranda çalışma kapsamına dahil edilmiştir. Tanımlanan coğrafya dışında kalan gurebâ hastaneleri de karşılaştırma örneği olarak ele alınmaya çalışılmıştır.