Özet
Araştırmada, Levent bölgesine ismini veren ve 18. Yüzyıl sonunda dönemin modernleşme politikalarına paralel olarak geliştirilen Levent Çiftliği ve Kışlası’nın mekânsal izlerinin belirlenmesi ve yerleşim kompleksinin tarihsel süreçte kent bağlamıyla ilişkisinin ortaya konulmasını amaçlamaktadır. Bu sayede günümüzde mekânsal izleri belirli olmayan yerleşim kompleksine ait potansiyel arkeolojik kimlik bölgelerinin belirlenmesi ve ileriki aşamalarda gerçekleştirilmesi planlanan yüzey araştırmaları için ihtiyaç duyulan veri setinin oluşturulması hedeflenmektir.
Osmanlı Arşivi belgelerinde Levent Çiftliği ve Kışlası’nın ordunun modernizasyonu için başlatılmış önemli girişimlerden biri olduğu ve tekil bir yapı olmaktan çok, kışla yapıları, hastaneler, okul, cephanelikler, savunma yapıları, yönetim binaları, barakalar ve bunlara hizmet eden, cami, hamam, çeşmeler, köprüler, değirmen gibi çeşitli sosyal ve teknik altyapı birimleri ile servis alanlarından oluştuğu, belirli dönemlerde yaklaşık on bin kişiye ulaşan nüfusu barındırdığı aktarılmaktadır (Beydilli, 1995). Buna karşın, günümüze kadar ulaşan birkaç yapı ve yapı izi dışında söz konusu yerleşim kompleksinin bütüncül algısını, sınırlarını, mevcut kentsel dokuyla etkileşimini ve somut kültürel miras potansiyelini ortaya koyan çalışma bulunmamaktadır. Bu nedenle, kent ölçeğinden başlayarak yapı ölçeğine kadar Levent Çiftliği ve Kışlası’na ait bağlamın zaman mekân etkileşimde tanımlanması ve kentsel sistemle ilişkisinin belirlenmesine ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu ihtiyaçtan yola çıkarak araştırmada kentsel bağlamın tanımlanması ve mekânsal saptamalar, kentsel belleğin değişimini ortaya koyan bir süreç analizi olarak ele alınmıştır. Geçmiş dönemlere ait mekânsal izlerin günümüzde etkileşimde olduğu alanlar belirlenerek yerleşim kompleksinin kent içerisinde bulunduğu konum, farklı ölçeklerde kentsel bağlamla ilişkisi ve potansiyel kimlik bölgeleri belirlenmiştir. Araştırma yöntemi tarihsel tematik ve modern tekniklerle hazırlanmış haritaların derinlemesine okunması, tarihi haritalar, hava fotoğrafları, planlar ve projelerinin jeo-referanslama yöntemiyle ortak koordinat sisteminde bir araya getirilmesi ve sentezlenen mekânsal verilerin Başbakanlık Osmanlı Arşivi gibi yazılı kaynaklar üzerinden çapraz sorgulanmasına dayanmaktadır.