Abstract
Bu eser metni, ışık-gölge ile mekân ilişkisine odaklanır. Fiziksel mekânda
deneyimlediğimiz ışık-gölge durumlarının yarattığı farklı atmosferlerin resim sanatına
nasıl yansıdığı sorusundan hareket eder. Farklı ışık-gölge durumlarıyla mekânda
oluşan farklı psikolojik etkilerin özne tarafından nasıl duyumsandığını sorgular. Aynı
zamanda, fiziksel mekânda deneyimlenen ışık-gölgeyi resimdeki ışık-gölge kullanımına
referans oluşu üzerinden ele alır. Resimdeki ışık gölge kullanımı, resim mekânını biçim
ve içerik açısından etkiler. Bu metin resimdeki ışık-gölge ve mekân ilişkisini iç mekân
resimleri özelinde Batı Sanatı kapsamında üretilmiş eserler üzerinden karşılaştırmalı
olarak inceler.
Çalışma üç ana bölümden oluşmaktadır. “Mekândaki Boşluk-Doluluk ve İç-Dış
İlişkisine Dair” başlıklı birinci bölümde mekân, iki alt başlığa ayrılarak incelenir. “Mekân
Üzerine” başlıklı bölümde, mekân kavramı etimolojik açıdan irdelenir ve mekânın farklı
disiplinlerdeki tanımlarına değinilerek kavramın açıklaması yapılır. Tarih boyunca
mekân üzerine düşünmüş filozoflar, özne ve mekânı birbirinden ayıran veya mekânın
ancak özne ile birlikte var olabileceğini savunan birbirine zıt görüşleri savunmuşlardır.
Mekân kavramı, insan bedeninin bulunduğu yer ve konumla ilişkilendirilen anlayışın
yanı sıra, teknolojik gelişmelerle birlikte konumdan bağımsızlaştığı ve bu doğrultuda
öznenin mekân algısının değiştiği bir anlayış üzerinden de incelenir. Bunlar
incelenirken, mekânın ne olduğu, hangi unsurlardan oluştuğu, sınırlarının nasıl
belirlendiği tartışılır. Başta boşluk-doluluk olmak üzere mekânı oluşturan unsurlar sanat
eserleri üzerinden açıklanır.