Abstract
Bu tez çalışması, "neden insanlar kendi çıkarlarının tersine işleyen toplumsal yapılanmaları kabullenip benimserler?" sorusuna cevap aramakta, bu soru etrafında çeşitli tartışmalar yürütmektedir. Bu soruyu ortaya koyabilmek adına, bu çalışmanın ilk bölümleri, ekonomik kriz ve ekolojik krize odaklanmakta, toplumsal durumun gerçekten de insanların çıkarlarının tersine işlediği söylenebilecek bir kriz halinin üretimi olarak yorumlanabileceğini vurgulamaktadır. Takip eden çıkarlar bölümünde, 17. yüzyıldan günümüze varan bir süreçte insan davranışının temel ilkesi olarak kavramsallaştırılan "çıkar" kavramının, politik ekonomi ve faydacı siyaset teorisi aracılığıyla bireysel çıkar ile toplumsal çıkar arasında bir uyumsuzluk yarattığı, dolayısıyla "çıkar" kavramının yeniden düşünülmesinin, "temel ortaklaşa çıkarlar"dan bahsedilmesinin gerekli olduğu vurgulanmaktadır. Ancak çıkarların doğru tanımlanması, toplumsal dönüşüm için yeterli değildir. Toplumsal iktidar ile ilgili bölüm, toplumların kendi tarihlerini yapma kapasitesine ve toplumsal yapılanmanın bir iktidar olarak bu kapasiteyi sınırlandırmasına odaklanmaktadır. Bu tez çalışmasının son bölümü ise, bilinç, yanlış bilinç, özneleşme ve hayal gücüne odaklanarak, toplumsal yapılanmanın rıza üreten şiddetinin ötesinde, bilinçli bir beden olarak toplum içerisinde özneleşmeyi ele almakta ve toplumsal yapılanmaların "benimsenmesine" odaklanmaktadır.