Abstract
Bu çalışmada, antik dillerden bir tanesi olan Eski İbranice dil yapısı ve zaman algısı ışığında, hareket ve zaman ilişkisini araştırarak, hareket üretimine ve çağdaş dans koreografisi yapmaya odaklandım. Her bedenin kendine has öznel zaman anlayışına sahip olduğunu düşünüyorum. Öznel zaman anlayışının getirdiği farklı zaman algısı yüzünden her bedende zaman birbirinden farklı olarak şekillenmekte. Bu nedenle koreografi çalışmasında, önce beden ve harekette, farklı zaman algılarından doğacak çeşitli zaman olgusunu araştırmaya yöneldim. Ancak Covid-19 salgının yarattığı özel koşullar gereği, yalnız kendi bedenimde hareketteki zaman farkındalığını araştırabildim. Koreografi çalışmamı, dijital ortamda sunulmak üzere tamamladım. Dil organik bir yapıdır. İnsanla, olaylarla, zamanla değişip gelişiyor. İnsan yaşam ve düşünce yapısının, mekan ve zaman kavramları/algısı içerisinde sınırlara dahil olmasından dolayı kullandığı dil bilgisinin de, etrafındaki olayları, hareketleri izah etmek veya vurgusal olarak kişinin mekan ve zamanda ettiği 'hareketi' analiz etmek için geliştirdiğini anladım. Bu bağlamda dil bilgisine insan algısının göstergesi denilebilir diye düşünüyorum. 5N-1K ( Ne, Nasıl, Nerede, Ne zaman, Neden / Kim) olarak bilinen yapısal kuralın, aslında bir varlığın mekan ve zamandaki uğraşlarını nesnel bir şekilde betimleyen fonksiyonu taşıdığı bilinmekte. Çalışmanın kavramsal çerçevesi Eski İbranice dil yapısındaki zaman kavramı ve bedendeki zaman algısı üzerine temellendirilmiştir. Eski İbranice, antik diller arasında olan Aramice, Samiri İbranice, Fenike dilli, Mısır dili vb. dillerden etkilenmiştir. Birinci derece hiyeroglif yazıdan etkilendiği için alfabenin oluşum sürecinde hayvan veya nesnelerden yer alır. Hiyeroglif yazıdan fonetik yazıya geçme sürecinde, harflerin gematria anlamları (harflerin sayı anlamları) ve dil bilgisi de oluşmuştur. Bu bağlamda hareket ve koreografi üretimi, Eski İbranicenin dil yapısının oluşum sürecinden de esinlenmiştir. Koreografi çalışmasında Eski İbranice harflerinin Türkçeleştirilmiş anlamlarıyla hareket dağarcığı oluşturulmuş, bedenin hareket alfabesi üretilmiş, 'bitirilmiş ve bitirilmemiş' zaman kavramlarıyla bedenin bireysel zaman algısı ilişkilendirilmiştir. Sonuç olarak hareket, soyut olan zamanı somutlaştırır ve görülmezi gürülür haline getirir. Böylece "söylediğim gibi yaratırım" anlamına gelen İbranice "Evra Kedivri" adlı eser, aslında şimdiki zamana ait ama 13 yıllık bir araştırma sürecinin sonucunda oluşmuştur.