Mimar Sinan Fine Arts University Institutional Repository
DSpace@MSGSÜ digitally stores academic resources such as books, articles, dissertations, bulletins, reports, research data published directly or indirectly by Mimar Sinan Fine Arts University in international standarts, helps track the academic performance of the university, provides long term preservation for resources and makes publications available to Open Access in accordance with their copyright to increase the effect of publications.Search MSGSÜ
Krysobulların ışığında Bizans-Venedik ticarî ilişkileri
Abstract
Erken yüzyıllarda Bizans'ın batı karakolu olarak değerlendirilen Venedik Cumhuriyeti, Adriyatik'teki korunaklı lagünler sayesinde batıdaki istilalardan uzak kalmış ve yüzyıllar içerisinde kendi idaresini tesis etmiştir. Şehrin inşa edildiği bölgenin tarıma uygun olmaması ve yaşamını idare etmesi için denize muhtaç kalmasından ötürü ise Venediklilerin yegâne iştigali ticaret olmuştur. Önceleri taşımacılık faaliyetleri yürüten denizciler daha sonra kereste, şarap, zeytinyağı ve köle gibi hayatî emtianın ticaretini üstlenerek Adriyatik'in dışına çıkmışlar ve varış noktaları Bizans ile Levant'a ulaşan bir ticaret ağı kurmuşlardır. Bu sayede Doğu ile Batı arasında önemli bir konuma sahip olan Venedik, Aleksios Komnenos döneminde Bizans İmparatorluğu'ndan ilk önemli ayrıcalığını elde etmiş ve taraflar arasındaki münasebetler tamamen değişmiştir. Zira imparatorluğun en önemli limanlarında vergisiz ticaret yapma ayrıcalığı onlara büyük bir refah sağlamıştır. Hali hazırda Akdeniz'deki gücü zirvelere tırmanan Venedik bahse konu beldelerden kazandığı zenginliği kaybetmemek adına tüm şartları zorlamıştır. Nitekim Aleksios Komnenos'un halefleri özellikle de II. Ioannes ve Manuel Komnenos, onların ticaretteki tekellerini kırmak için birtakım girişimlerde bulunmuş ancak denizlerdeki zayıflıklarından ötürü geri adım atmak zorunda kalmışlardır. 1171 ve 1182 yıllarında bazı tutuklama girişimleri yaşanmış ise de istenilen sonuç elde edilememiştir. 1204'e kadar bu doğrultuda ilerleyen ilişkiler İstanbul'un geri alındığı 1261 senesinden sonra yeni bir çehre kazanmıştır. Bizans artık eski muktedir duruşuna sahip olamadığı için Venedik'i doğrudan karşısına alacak hamlelerden mümkün mertebe uzak durmaya çalışmıştır. Özellikle Cenova gibi rakip güçlerle ittifak ederek hasmının gücünü dengeleme çabası içerisine girmiştir. Ancak benzer politikalar takip eden İtalyanların, Bizans'a karşı olan beklentileri maddiyat üzerine yoğunlaştığından imparatorluk istediği etkiyi yaratamamıştır. Bu sebeple taraflar arasındaki anlaşmaların 1204 öncesinde hemfikir oldukları gibi süresiz değil belirlenen süre zarfında yürürlükte kalması kararlaştırılmıştır. Bir nevi ateşkes niteliği taşıyan bu anlaşmalar sürekli yenilenmek zorunda olduğundan taraflar dönemin konjonktürüne göre hükümler belirlemişlerdir. Diğer taraftan Bizans İmparatorları, bilhassa VIII. Mikhail ve II. Andronikos Palaeologos, Venedik'i doğrudan karşılarına almak yerine yeni politikalar benimsemişlerdir. Cenovalı korsanları Venedik ticaret gemilerinin üzerine yönlendirmek, alt rütbeli gümrük memurlarını tüccarları bürokrasi ağında boğmaya itmek gibi hususlar bunlardan bazılarıdır. Ancak imparatorluğun her geçen gün zayıflaması ve Venedik'in denizlerdeki gücü, Bizans'ın tüm politikalarını çürütmüştür. Aleksios Komnenos döneminde verilmeye başlayan ekonomik imtiyazlar imparatorluğun yıkılışına kadar devam etmiş ve muhtelif zamanlardaki direnişlere rağmen bunun önüne geçilememiştir. Bu çalışmanın merkezinde taraflar arasındaki ticarî ilişkileri en iyi şekilde ortaya koyan imtiyaz metinleri yani krysobulllar vardır. 992'den 1448'e değin belirli aralıklarla imzalanan 34 farklı krysobull tercüme edilmiştir. Her krysobulldan önce onun arka planındaki sebepler açıklanmış akabinde bahse konu belgelerin hükümleri aktarılmış ve nihayetinde hemfikir olunan hususların Bizans ile Venedik cephesinde yarattığı sonuçlar sıralanmıştır. Ortaya çıkan veriler kronikler, arşiv belgeleri, senato yazışmaları, meclis tutanakları ve seyyahların ifadeleriyle desteklenmiştir. Böylece pek çok farklı belge ve çağdaş görgü tanığının beyanıyla taraflar arasındaki ticarî ilişkiler irdelenip çalışma tamamlanmıştır.