Abstract
Bu tezde, Çağdaş Türk sanatının bir alt kültür olan arabeskle kurduğu ilişkinin ilk örnekleri sayılabilecek Gülsün Karamustafa'nın işleri incelenmiştir. 1950'lerde siyasal ve ekonomik dönüşümlerin neticesinde kırdan kente doğru başlayan göç hareketi, 1980'lere dek uzanmış, bu göçün etkisiyle büyük şehirlerde – özellikle İstanbul'da- yeni bir kentli yaşam biçimi gündeme gelmiştir. Şehirdeki değişimin 80'li yıllardaki dönüşümüne tanık olan Karamustafa, göç olgusunu köycü söylemden farklı olarak incelemiş, çalışmalarında "yeni kentlilerin" yaşam biçimi olan arabesk kültüre odaklanmıştır. Arabesk kültürü "vakanüvis" bir bakış açısıyla incelediği ve resmettiği çalışmaları, sanatçının ilk dönem işlerini oluşturması ve dönemi anlamak bakımından önem arz etmektedir. Sanatçının işlerinde görülen bu bakış açısı, 1980'lerdeki kır-kent, geleneksel-modern, merkez-çevre kutuplaşmalarının ve birlikteliğinin görsel bir tarihyazımını sunmaktadır. Bu açıdan tezde sanatçının işleri üzerinden dönem hakkında bazı bilgilere ulaşılmaya çalışılmış, bununla beraber sanatçının ilk dönem çalışmaları incelenmiştir. Tezde, sanatçının 1980-1990 yılları arasında arabesk olgusuyla şekillendirdiği, kente göçenlerin yaşam biçimlerini takip eden ve "belgeleyen" işlerine odaklanarak dönemin olgularının çeşitli cepheleriyle tanınıp anlaşılmasına/çözümlenmesine katkıda bulunulması amaçlanmıştır. Gülsün Karamustafa'nın dönemin değişimlerini arabesk üzerinden aktardığı işleri, Çağdaş Türk sanatının ve arabeskin oluşum, gelişim ve dönüşümüyle beraber dört başlıkta değerlendirilmiştir. Sanatçının arabeski nasıl ele aldığını anlamak açısından ilk bölümde arabeskin anlamı ve kullanım alanları üzerine çeşitli görüşlere yer verilmiştir. İkinci olarak arabeskin tarihsel süreci Osmanlı'nın Batılılaşma hareketinden başlayarak, Erken Cumhuriyet dönemindeki kültür politikaları, çok partili dönemdeki merkez-çevre ilişkilerinin kültürel alana etkileri ve 1980 sonrasında metropol, küreselleşme ve kimlik siyaseti üzerinde durularak incelenmiştir. 80 sonrası Türk sanatındaki dönüşümler, arabeskin içinde barındırdığı göç, kimlik ve estetik olguları göz önüne alınarak sunulmuştur. Son bölümde ise sanatçının hayatı ve sanatına yer verilmiş, arabeskle ilişkilendirdiği çalışmaları göç, kültür ve kimlik, estetik başlıkları altında sunulmuştur.