Özet
İnsan ahlakının evrimsel süreçler ışığında açıklanabilmesinin karşısında öne sürülen eleştirileri karşılamak ve hatta bu yönde bir açıklamanın zorunlu olduğunu öne sürmek mümkündür. Evrimsel süreçlerin ahlaki inançlarımızın gelişmesindeki etkisini kabul etmek de çeşitli felsefi sonuçlar barındırmaktadır. Evrimsel süreçlerin belli bir erek barındırmadığı, ahlaki inançlarımızın doğruluğuna karşı duyarsız olduğu gerçeğinden hareketle bu inançlarımızın gerekçelendirmesinin sorgulanır hale gelmesi en göze çarpan felsefi sonuçlardan birisidir Ahlaki inançlarımızın, en azından bazılarının, faillerden ve tutumlardan bağımsız bir doğruluğa sahip olduğu yönündeki realist iddia evrimsel çürütücü argümanların tehdidi altındadır. İnançların doğruluğuna kayıtsız biçimde ilerleyen evrimsel sürecin etkisinin kabul edilmesi, ahlaki realizmin bu iddiasını kabullenmeyi olanaksız hale getirmektedir. Evrimsel çürütücü argümanların bu tehdidine karşı geliştirilen kimi eleştiriler söz konusudur. Evrimsel geçmişimize aykırı olduğunu öne sürebileceğimiz eylemlerimiz üzerinden geliştirilen bir eleştiri, evrimsel çürütücü argümanların felsefe sahnesinde yeni olmayıp eski kati şüpheciliğin yeni bir versiyonundan ibaret olduğu yönünde bir başka eleştiri ve ayrıca evrimsel süreçlerin uzak nedenlere ilişkin olup insan ahlakınınsa sadece yakın nedenlerle açıklanabileceği iddiasından geliştirilen bir diğer eleştiri, pek çok diğer eleştiri arasından öne çıkarılabilir. Doğal seleksiyonun bir erek barındırmadığı, doğanın işleyişinin bir nesnelliğe sahip olduğu gerçeğinden hareket ettiğimizde, evrimsel çürütücü argümanların tehdidinin son derece güçlü olduğunu ve mevzubahis eleştirilerin bu tehdidi karşılamakta yetersiz olduklarını görürüz.