Mimar Sinan Fine Arts University Institutional Repository
DSpace@MSGSÜ digitally stores academic resources such as books, articles, dissertations, bulletins, reports, research data published directly or indirectly by Mimar Sinan Fine Arts University in international standarts, helps track the academic performance of the university, provides long term preservation for resources and makes publications available to Open Access in accordance with their copyright to increase the effect of publications.Search MSGSÜ
Kant'ta transendental felsefe için hayalgücünün bağımsız bir yeti olarak konumlandırılması sorunu
Abstract
Bu tez çalışmasında Kant'ın 1781-1790 yılları arasında ortaya koyduğu kritikler projesi kapsamında hayalgücü yetisinin işlevleri incelenerek, hayalgücünün bağımsız bir yeti olarak konumlandırılması sorunu ele alınmıştır. Kant felsefesinde hayalgücünün konumuna ilişkin tartışmalar deyim yerindeyse bir kampfplatz oluşturur ve yoğun olarak Saf Aklın Eleştirisi'nin birinci (A) ve ikinci (B) basımları arasındaki farka ve özellikle de Kritik'in dedüksiyon bölümüne odaklanır. 1781 yılında yayımlanan ilk basımdan sonra Kant 1787 yılında yayımlanan ikinci basımda oldukça önemli değişiklikler yapmış ve bu değişiklikler hayalgücü ve anlama yetileri bağlamında Kant'ın felsefi yaklaşımı konusunda derin fikir ayrılıklarına neden olmuştur. Öyle ki Kant çalışanlar A ve B basımcılar olarak neredeyse uzlaşmaz bir biçimde ikiye ayrılır. Saf Aklın Eleştirisi'nin birinci basımında hayalgücü, duyusallık ve Apperzeption'un yanında üç temel yetiden biri olarak ele alınır. Kant, transendental felsefenin en önemli ögelerinden biri olan sentezi gerçekleştirme görevini hayalgücü yetisine verir. Ne var ki ikinci basımda bu konum değişecek ve hayalgücü anlama yetisi ile bağlantısı noktasında ve onun bir altyetisi olarak karşımıza çıkacaktır. Bu geri çekiliş, anlama yetisinin temel yeti olarak ön plana çıktığı ve hayalgücünden yalnızca bir kez bahsedilen Prolegomena'da daha açık hale gelir. Bu durum birinci basımın tüm kritik proje ile daha uyumlu olduğunu ileri sürenler tarafından bir geri adım olarak değerlendirilir. Bu çalışma bu yaklaşımı benimsemektedir. Bu tez çalışmasında A ve B basımları arasındaki farka ve bu farkın sonuçlarına odaklanılmakla kalınmamış bu farkı ortaya çıkaran nedenlerin de izi tarihsel olarak sürülerek Kant'ı bu değişiklikleri yapmaya götüren süreç de ayrıntılı bir biçimde incelenmiştir. Saf Aklın Eleştirisi'nin yayımlanması ile birlikte bizzat Kant'ın Kritik'in anlaşılmasına yönelik gösterdiği çaba ve bu çabanın sonuçsuz kalması ve hatta karşı çıktığı emprisizm ve özellikle de idealizm geleneklerinde değerlendirilmiş olmasının oldukça önemli ve derin etkilere sahip olduğu görülmüştür. Bu etkilerin sonrasında Kant hayalgücünü yalnızca Saf Aklın Eleştirisi'nin ikinci basımında geri çekmez, çalışmalarının merkezinde bulunan ahlak felsefesinde hayalgücünün olumlu herhangi bir işlevinden bahsetmez. Bu tez çalışması kapsamında Kant'ın bu yaklaşımı eleştirilerek ahlak felsefesinde, özellikle de ahlaki yargılar söz konusu olduğunda transendental felsefenin hayalgücü yetisine başvurması gerektiği ileri sürülmüştür. Saf Aklın Eleştirisi ve ahlak felsefesine ilişkin savlar ise Kant'ın eleştirel projesinin üçüncü kitabı olan Yargıgücünün Eleştirisi'nde hayalgücüne tanıdığı bağımsız, özgür konuma işaret edilerek desteklenmiştir. Burada hayalgücünün gerek estetik deneyimi mümkün kılması gerek güzel ve yüce deneyimleri üzerinden ahlakilik alanıyla bağlantı kurmasının önemi haizdir. Böylelikle, hayalgücü teorik, pratik ve estetik alanlarda etkin ve bu alanlar arasında geçişi sağlayan bir yeti olarak konumlanır. Bu bağlamda özellikle reflektif ve belirleyici yargı ayrımı, güzel ve yüce duyguları ile hayalgücünün duyusallık, anlama yetisi ve akılla kurduğu ilişkiler serimlenmiş, sonuç olarak da hayalgücü yetisinin bağımsız bir yeti olarak konumunu korumasının transendental felsefe için bir gereklilik olduğu ileri sürülmüştür.