Abstract
Ahmed Adnan Saygun (1907-1991) ve Selâhattin Batu (1905-1973) işbirliğiyle ortaya çıkan Kerem Operası (1952), Cumhuriyet tarihinin ilk büyük Türk operasıdır. Üç perde ve sekiz sahneden oluşan eserin konusu, Kerem ile Aslı hikâyesine dayanmaktadır. Operanın librettosu, Cumhuriyetin getirdiği ulusalcılık anlayışıyla, Arapça ve Farsça'dan olabildiğince arındırılmış bir Anadolu Türkçesi ile yazılmış; müziksel dokusu da, ağırlıklı olarak Anadolu'ya has ritmik ve ezgisel öğelerin evrensel boyutlarda işlenmesiyle oluşturulmuştur. Araştırmanın ilk iki bölümünde halk hikâyelerine kaynaklık eden mitoloji ve destanların yanı sıra, halk hikâyelerinin aktarımında önemli yer tutan âşıklık geleneğine yer verilmiş, Kerem ile Aslı hikâyesinin de kronolojik olarak literatür değerlendirmesi yapılmıştır. Üçüncü ve dördüncü bölümlerde dil ve ulusalcılık, gizemcilik, gelenekçilik kavramları açıklanmış; eserin dramatik gelişimi ve müzik dili bu kavramlar üzerinden ele alınmıştır. Kerem Operası, Saygun'un ifadesiyle Yunus Emre Oratoryosu'nun devamı niteliğindedir. Bu nedenle eserde dünyevî aşkın Tanrısal aşka dönüşümü, bu çalışmada da Yunus Emre (1240-1321) ve Mevlâna'nın (1207-1273) tasavvuf felsefesi üzerinden açıklanmıştır. Eserde Âşık Kerem'le özdeşleştirilen Kerem dizilerinin kullanılmış olması ayrı bir önem taşımaktadır. Bu bağlamda Kerem dizileri başta olmak üzere, eserde kullanılan Türk Halk Müziği ve Klasik Türk Müziği dizileri ele alınmış, kullanım örnekleri ayrıntılarıyla verilmiştir.