Abstract
İlk örnekleri 19. yüzyılda Avrupa'da görülmeye başlanan Evrensel Sergiler, ortaya çıkma sebepleri dönemin ekonomik gelişmeleriyle doğrudan alakalı olan ve ülkelerin sosyal, politik ve kültürel yapısını etkileyecek önemli sonuçlar doğuran organizasyonlardır. Esas olarak bilim, sanayi ve tarım alanlarında ülkelerin gösterdikleri gelişmelerin ve yeniliklerin sergilendiği bu sergilerde, güç gösterisi niteliğinde kendi gelişmiş dünyalarını sunan Batılı ülkeler ile, yerel kültürlerinin bir özeti olarak çoğu zaman egzotik ve mistik havayı yansıtacak yerleşimlere, kostümlere ve aktivitelere yer veren Doğu ülkeleri bir araya gelmiştir. İngiltere ve Fransa öncülüğünde düzenlenen bu sergilere, Osmanlı İmparatorluğu gibi siyasal bağımsızlığını dönemin emperyalist ülkeleriyle rekabet koşullarında sürdüren ve geniş sınırlarına rağmen merkezi devlet sistemiyle yönetilen ülkelerin katılımları, ilk aşamada ekonomik amaçlarla açıklanabilir. Fakat sergilenen ürünlerin ve temsillerin seçiminde gösterilen dikkate değer titizlik göz önüne alındığında, Osmanlı'nın sergilere asıl katılım amacının 19. yüzyılda etkin bir devlet olduğunu dünyaya göstermek olduğu söylenebilir. Batılı devletlerin sergileme biçimlerini ve ritüellerini özenle takip eden Osmanlı İmparatorluğu, sergilerdeki tecrübesi arttıkça yüzyılın kültürel araçlarını benzer şekilde kullanmaya başlamıştır. Avrupa'da modern dünyanın temellenmesinde ve korunmasında önemli bir yeri olan müze kurumu, 19. yüzyıl modernleşme sürecinde Osmanlı'da önemli bir gündem olmuştur. Evrensel Sergiler için gösterilen tüm gayretler, katılım sürecinde kurulan ilişkilerin etkileri, gözlemler ve edinilen deneyimler, Osmanlı İmparatorluğu'nda müzeciliği şekillendirmiştir. İmparatorluk topraklarında gömülü olan tarihin, Batı'nın tarih yazımına mal ediliyor oluşunun fark edilmesiyle 1869, 1874 ve 1884'te hazırlanan Asar-ı Atika Nizamnâmeleri, Osmanlı İmparatorluğu'nda Tanzimat dönemiyle başlayan müze kurma girişimlerini hızlandırmıştır. 1869 Müze-i Hümayun'un kuruluşuna ve gelişmesine vesile olan bu çaba, tarihi ve kültürel mirasımıza dayalı müzelerin oluşmasında başlangıç olmuştur.