Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi
Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.MSGSÜ'de Ara
Tatavla’dan Kurtuluş’a: İşitsel Toplulukların Mekansal Kuruluşu üzerine Sosyolojik bir Araştırma
Özet
Araştırma projesi, Beyoğlu ve Şişli ilçeleri sınırları içerisinde yer alan Kurtuluş—eski adıyla Tatavla—semtinin sessel peyzajını çıkartarak semti işitsel bir topluluk olarak anlamaya çalışır. Semtte yer alan farklı mekânsal-işitsel toplulukların sınırlarının oluşturulması, bu topluluklar arası sessel ilişkilerin, müzakere ve çatışmaların sosyolojik olarak anlaşılmasını amaçlar. Bu doğrultuda araştırmanın ilk döneminde (Eylül 2019-Ocak 2020) ön saha araştırması gerçekleştirerek araştırmanın mekânsal sınırları belirlenmiş, ses çalışmaları ile kent ve mahalle araştırmaları alt alanlarında literatür taranarak çalışmanın kavramsal çerçevesi geliştirilmiş, araştırma yöntemi belirlenmiştir; Kurtuluş semti birbirinden sessel ve demografik olarak ayrışan üç bölgeye ayrılmıştır: Son Durak, Feriköy ve Pangaltı. Şubat-Mayıs 2020 tarihleri arasında bu üç bölgede toplam 25 (Pangaltı 9, Feriköy 5, Son Durak 9, ek olarak Kurtuluş caddesi üzerinde 2) görüşme gerçekleştirilmiştir. 11 Mart tarihinde görülen ilk coronavirüs vakasının ardından başlayan COVİD-19 pandemisi süresince görüşmeler çevrimiçi platformlarda (Zoom, Whatsapp, Skype) gerçekleştirilmeye devam edilmiştir ve araştırma sorunsalı içinden geçilen dönemin gerekliliklerine ve özgünlüğüne göre yeniden şekillenmiştir.
Pandemi döneminde gündelik hayatın ağırlıklı olarak ev ve çevresine doğru çekildiği, birincil sosyalleşme mekânının mahalle ölçeğine taşındığı ve komşuluk ilişkilerinin önem kazandığı bir süreçtir. Bu dönemde, yapılan derinlemesine görüşmeler sosyal ve politik hayatın öncelikli olarak görme odaklı olan biçiminden; ses ve duymanın, yani kulağın öne çıktığı bir döneme girildiği ve seslerin evin “dışarısını” bilme, anlama açısından önem kazandığı ev içi iletişimin yoğunlaştığını gösterir. Bu sebeple, araştırma, salgın döneminde bu akustik topluluğun aldığı biçimleri kavramaya, sesin mahallenin gündelik hayattaki yerine, yarattığı ilişki biçimlerine de odaklanmayı önüne koymuştur. Özellikle, alkış eylemlerinden 23 Nisan kutlamalarına mahalleye sirayet eden “sesli” politikanın mahiyetine, sesin sosyal işlevine ve zorunlu mesafelenme döneminde sesin mesafeleri kat edebilme gücüne dair sorulara odaklanılır. Bu doğrultuda saha araştırmasını çerçeveleyen sorular şu şekilde sıralanabilir: Salgın döneminde semtin ses peyzajı nasıl değişmiştir? Salgında kimin sesi duyulurken kimler sessizleştirilmiştir? Neyin gürültü addedildiğine dair bir farklılaşma yaşanmış mıdır? Bedenlerin dayanışma amaçlı bir araya gelişlerinin kısıtlandığı salgın gibi bir dönemde, kamusal alan nerelere doğru taşabilir? Görme ve görülme odaklı bakış açısından farklı olarak sese odaklanmak kamusal iletişim açısından ne ifade eder? Ev ve sokak arasında yer alan ana mimari ögeler, apartman boşlukları ya da arka bahçeler salgın döneminde nasıl bir rol üstlenebilir? Duydukları ya da duyamadıkları sesler kişilere nasıl hissettirmiştir? Seslere karşı değişen ve gelişen hassasiyetle birlikte eve kapanılan bu dönemde bireysel ve kolektif sesler kişilerin psikolojisine ne gibi etkilerde bulunur?