Abstract
Günümüz Heykel Sanatında Varoluşçu Etkiler başlıklı bu metin bir Sanatta Yeterlik eser metni olarak hazırlanmıştır. Varoluşçuluk, bir felsefi disiplin olarak İkinci Dünya Savaşı sonrasında, iki dünya savaşı geçirmiş, yıkıntılar içinde ve kendi yarattığı ideallerin yok olduğunu görmüş bir Avrupa’nın ortasında ortaya çıkmış ve köklerini bu coğrafyada salmıştır. Varoluşçuluğu tarihsel olarak ele alan birçok kaynakta akım köklerini, felsefe tarihini devrimsel bir şekilde değiştiren ve insanın dünyada kendini bilmesinin önemine ve nasıl yaşaması gerektiğine dair düşünceleriyle felsefenin yönünü doğadan insana doğru çeviren Sokrates’te bulmaktadır. Elbette Sokrates Varoluşçu bir filozof değildir, ancak düşünceleriyle bu akımın filozoflarını oldukça etkilemiştir. Sokrates gibi aslında Varoluşçu olmayıp bu akımla ilişki kurulan Kierkegaard, Nietzsche, Blaise Pascal gibi pek çok farklı filozof vardır ancak Varoluşçuluğun asıl yeşerdiği yer yukarıda da belirtildiği gibi İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa’dır. Ele aldığı iç sıkıntısı, dünyaya fırlatılmışlık, ölüm karşısında insanın varoluşu, kaygı, absürt gibi kavramlar dönemin toplumsal ve siyasal yaşantısında somut karşılıklar bulduğu için de oldukça popüler bir felsefe akımı olmuş ve etkileri günümüze kadar ulaşmıştır. Etkilerinin bu kadar geniş bir alanda ve zamansal olarak da uzun sürmesinin başka bir sebebi de akımın filozoflarının, diğer felsefe akımları ve disiplinlerinin aksine felsefi düşünce ve kavramlarını daha çok edebi metinler üzerinden aktarmaları ve bu sayede de entelektüel çevrelerde olduğu kadar gündelik yaşantının içinde de ses getirmiş olmalarıdır. Varoluşçuluk bu popülerliği üzerinden oldukça eleştirilmiş, bunalım ve umutsuzluk felsefesi olmakla itham edilmiştir.
Varoluşçuluğun etkileri, edebiyat ve tiyatronun sınırlarını aşarak; resim, heykel, sinema, şiir, fotoğraf gibi alanlara da yansımış, bu felsefeden etkilenen ve kendi yaşantısı ve yaratma biçimleriyle bu felsefe arasında ilişki kuran birçok sanatçı olmuştur. Bu metnin konusu olan varoluşçuluk ve heykel ilişkisi de bu yüzden önemlidir. Bu eser metninin eser kısmını oluşturan üretimler, bütün bu kavramlar tarihsel ve felsefi olarak açıklandıktan sonra, varoluşçuluk ve heykel ilişkisine referans olabilecek üretimleri olan günümüz sanatçılarının eserleri üzerinden örneklenerek açıklanmış ve metin bu şekilde tamamlanmıştır.