Abstract
Bu çalışma kapsamında Deleuzecü düşüncenin omurgasını oluşturan ve en konsantre haliyle ''zihin psikolojisine kaşrı zihnin duygulanımlarının psikolojisini savunmak'' şeklinde formüle edilebilecek olan bir mesele Ahlak ve Etik kavramları çerçevesinde ve Descartes, Spinoza, Nietzsche yörüngesinde ölçeklendirilerek tartışılmıştır. Araştırma için edinilen veri ve analizler doğrudan doğruya Türkçedeki Deleuze külliyatına ve bu külliyatta soruşturma nesnesi yapılan Descartes Spinoza ve Nietzsche'nin kaleme aldıkları metinlere referansla edinilmiştir. Bu araştırmanın orjinalitesi doğruluğu neredeyse tartışmasız bir şekilde kabul edilen ve artık gelenekselleşmiş ve kurumsallaşmış olan zihin psikolojisine dair teorilerin bir takım handikapları olabileceğini göstererek bu handikapları aşmaya yönelik daha kullanışlı bir teorik teçhizat ve alet çantası sunmasındadır. Bu çalışmanın zihin teorilerine dair felsefi soruşturmalardan beslenmesi gereken Beşeri Bilimlerin kendileri için en uygun teorik literatüre odaklanabilmelerine katkıda bulunması hedeflenmektedir.