Özet
İstanbul, Cumhuriyetten önce olduğu gibi sonra da Türkiye'nin en fazla nüfusunu barındıran vilayet olma özelliğini taşımaktadır. Ancak şehirde nüfus yoğunluğunun merkez ilçelerden çeperlere kayması görece yeni bir durumdur. Bu durum çeperleri kapsayan ilçelerin nüfuslarını arttırdığı gibi yeni mekânsal yerleşimleri ve idari yapıları da ortaya çıkarmıştır. Bunun en görünür örneği Esenyurt'tur. 1987 yılına kadar Büyükçekmece'ye bağlı bir köy olan Esenyurt, aynı yıl alınan kararın ardından 1989 yılında 6 mahallelik bir belediye olmuş, 2008 yılında ise Kıraç beldesiyle birleştirilerek ilçe olmuştur. Bu süreç itibariyle o kadar hızlı bir kentleşme süreci yaşamıştır ki otuz yılda İstanbul'un nüfus olarak en büyük ilçesi haline gelmiştir. Bugün TÜİK verilerine göre nüfusu 891.120'yi bulan Esenyurt'ta 81 ilin nüfusuna kayıtlı vatandaşın bulunması birçok farklı kültür/kimlik grubunun da burada yaşadığına işaret etmektedir. Esenyurt ayrıca Suriye başta olmak üzere Afganistan, Pakistan, İran gibi ülkelerden Türkiye'ye gelen mülteci, sığınmacı ve düzensiz göçmenlerin de en yoğun şekilde yaşadıkları ilçelerin başında gelmektedir. Böylece sadece Türkiye'nin değil, ülke dışı renklerin de mekânı olma özelliği kazanmıştır. Bu tezin amacı, İstanbul'un en fazla nüfuslu ilçesi olan Esenyurt'un demografik/kültürel yapısını kentsel etnisite bağlamında incelemektir. Bu bakımdan Esenyurt'ta hangi kültür/kimlik gruplarının bir arada yaşadığı, bu grupların yoğunluğu, mekânsal dağılımı, kendi içlerinde, birbirleriyle ve mekânla ilişkileri incelenecek ve bu çeşitliliği etkileyen dinamikler anlaşılmaya çalışılacaktır.