Abstract
Sinop il merkezindeki Balatlar Kilise kazısının 2020 yılı çalışmalarında amaç öncelikle kilisenin apsisini tamamen ortaya çıkarmaktır. Bu amaç doğrultusunda Latin haçı planlı VIII nolu mekanın (caldarium/ kilise) doğu kesimini aydınlatmak için çalışmalar yapılmıştır. XVIII nolu alan plankarelere bölünerek kazı çalışmaları yapılmıştır. Çalışmaların ilerlemesinden sonra c1-d1, c2-d2 plan karelerinde derinleşme çalışmaları yapılmıştır. Yarım daire apsis ve bitişiğinde bema birimi belirlenmiştir. Apsis ve bemanın örtü sistemi yıkılmış, daha sonraki yıllarda yıkıntıları da kaldırılmıştır. Apsisin iç kısmı temizlenmiş, bu kısımda synthronon denilen iki oturma sırası ortaya çıkarılmıştır. Apsis ve bemanın duvarları ile basamakların tabana yakın dik yüzeyinde mermer taklidi duvar resmi kalıntıları mevcuttur.
Apsisin duvarları X ve XV Nolu mekandaki bazı duvarlarda olduğu gibi kesilerek düzleştirilmiştir. Bunu yapılmasındaki amaç teras ya da alanı tarım için düzeltmek olmalıdır.
Selçuklu ve Osmanlı döneminde bu alanın mevcut Rum Ortodoks manastırıyla olan ilişkisi henüz belirlenmiş değildir. Mezarlığın bu alanda devam etmediği dikkati çekmektedir.
XV nolu mekan, kazı alanının kuzeybatı kesiminde olup kareye yakın dörtgen planlıdır. Roma hamamının sıcak mekanlarından biri olduğu, duvarlarındaki pişmiş toprak künklerden anlaşılmaktadır. Duvarlarının 8-11.yüzyıllar arasındaki süreçte kesilerek düzleştirilmiş olduğunu kuzey duvarın üzerine açılmış mezardan dolayı tahmin edilmektedir. Çok sayıda birey için kullanılmış olan mezarda gün ışığına çıkarılan boya bezemeli cam bilezikler ve haç sarkaçlar tarihlendirme için önemli veriler olup 11 -12.yüzyıla tarihlendirilmektedir.
Mekanın zeminine açılmış olan çok sayıdaki mezarın üzeri taş plakalarla örtülmüştür. Mezarlarda cenazeler baş batıya –ayaklar doğuya gelecek şekilde yatırılmıştır. Çok sayıda birey birlikte gömülmüştür. Cenazelerin mezarlara kıyafetleriyle gömüldüğü günümüze ulaşan haç sarkaç, yüzük ve değişik kemer tokalarından anlaşılmaktadır. Mekanın güneydoğu kesiminde yer alan mezarda diğer buluntuların yanı sıra altın tellerle örülmüş dokuma kalıntıları ele geçmiştir. Buluntular mekanın 6.yüzyılın ikinci yarısı ve 7.yüzyıl ilk yarısı arasında mezar kilisesi olarak kullanıldığını göstermektedir.