Özet
Sosyoloji gibi edebiyat da insan, toplum ilişkisini, toplumsal ve tarihsel değişme içinde bireyin durumunu konu alabilir. Sosyolojiyle ortak koşullarda doğan ve gelişen roman 19. yüzyılda gelişen gerçekçi yöntemle insan ve toplum araştırmasını daha da ileriye götürmüştür. Türk toplumunun yapısını ve değişmesini inceleme ve anlamada sosyoloji kadar romanın da rolü olmuştur. İlk romanı 1949'da yayınlanan Orhan Kemal hem kişi olarak, hem romanlarıyla Türkiye'nin toplumsal değişmesinin odağında yer almıştır. Adana gibi erken modernleşen bir şehirde doğup yetişmesi, 1930'ların ikinci yarısında sosyalist düşüncelerden etkilenmesi, bu nedenle hapis yatması ve Bursa Cezaevinde şair Nâzım Hikmet'le buluşması onun romanlarında insan ve toplum sorunlarına yaklaşımını etkilemiştir. Türkiye'nin tarım toplumundan sanayi toplumuna geçişinin bütün çelişki ve çatışmalarını Orhan Kemal'in romanlarında görebiliriz. Köylünün toprağını terk ederek ücretli işçiye dönüşmesi, şehirlerin iç göçle büyüyerek gecekondulaşması, yeni kuşakların geleneksel değerleri aşarak eski kuşaklarla çatışması, kadının toplumsal hayata katılmak için gösterdiği direniş, sanayi üretiminin yok oluşa sürüklediği zanaatçının durumu, yüzyılın başındaki göçlerin ortaya çıkardığı mülkiyet sorunları, değişik kültürel ve etnik kökenli insanların çatışma ve uyumlanma süreçleri Orhan Kemal'in romanlarında zengin karakterler dolayımıyla ortaya konur. Romanlarında diyaloğa dayalı anlatımla herkese kendi sözünü söyleme, toplumsal değer ve özlemlerini dile getirme şansı tanıyan yazar, 20. Yüzyıl Türkiye'sinin değişme içinde büyük bir freskini yaratmıştır. Onun romanlarında Türkiye'nin tarihsel ve toplumsal değişmede önemli olaylarına gönderme yapılarak bunların toplum ve birey bilincindeki sürekliliği ve etkileri gösterilir. Dinin insanların yaşamını yönlendiren bir ideoloji olarak işlevini ve 1950'lerden sonra politik bir temaya çevrilmesinin hikâyesi de anlatılır. Orhan Kemal özellikle ezilen, yoksul, emekçi insanı içselleştirilmiş bir anlatımla roman kahramanı katına yükseltmesiyle dünya edebiyatı içinde de seçkin bir yer edinir.