Abstract
Türkistan merkezli olmak üzere Doğu Avrupa'dan Mançurya'ya, Güney Rusya'dan Hindistan'a kadar yayılan Sakalar, bu denli geniş coğrafyada çeşitli devletler kurarak varlıklarını asırlarca sürdürmüşlerdir. Konar göçer yaşam tarzları, savaşçılıkları gibi hususiyetleri üzerinden komşuları tarafından "Saka", "Shaka", "Sai", "İskit", "İşguzai", "İşgulu" gibi birçok farklı isimle kaydedilmişlerdir. Sakaların tarihinin birçok evresi gibi menşeileri hakkında da yeterli bilgi mevcut değildir. Sakaların kökenleri hususunda araştırmacılar tarafından Hint-Avrupa, Slav ve Ural-Altay görüşleri çerçevesinde menşei fikirleri ileri sürülmüşse de yapılan onca çalışmaya rağmen henüz bunlardan herhangi biri üzerinde ittifak sağlanabilmiş değildir. Konunun bu kadar tartışmalı olmasında kaynaklarda yeterli bilginin bulunmaması en temel etkendir. Ayrıca yapılan çalışmalarda, antik kaynaklardaki Sakaların kültür tarihine dair verilen bilgilerin yeteri kadar değerlendirilmemesi, karşıt düşüncelerin pek dikkate alınmaması ve ön kabullü yaklaşımlar nedeniyle Sakaların menşeileri konusu üzerinde yeteri kadar durulmamıştır. Bu durum ise çoğu zaman birbirlerini tekrarlayan eserlerin yazılmasına neden olmuştur. Yüksek lisans tezi olarak hazırlanan bu çalışmada Grek, Asur, Urartu, Latin, Pers, Çin ve Hint antik kaynaklarındaki kayıtlardan hareketle ve XVII. Yüzyılda Güney Rusya'da Sakalara dair ilk kurganların gün yüzüne çıkartılmasıyla başlayan ve günümüze kadar devam eden çalışmalardaki menşei tartışmaları ayrı ayrı ele alınarak incelenmiş ve Sakaların Hint-Avrupa ve Slavlık'tan ziyade Türk-Moğol ya da bu kültür dairesi içerisinde değerlendirilebileceği sonucuna varılmıştır.