Abstract
Refik Halid Karay (1888-1965), hikâye, roman, mizah, kronik, tiyatro ve anı türlerinde eser vermiş, üretken bir yazardır. Kurmaca türler söz konusu olduğunda hikâyeciliğiyle öne çıkan Karay, yirmi roman yazmış olmasına rağmen bu eserler diğerleri kadar incelenmemiştir. Karay, 1918-1919 yıllarında tefrika edilen ilk romanından sonra yaklaşık yirmi yıl boyunca roman yazmamıştır. Lübnan ve Suriye'de geçen on altı yıllık sürgün hayatının ardından, Karay'ın bu türdeki üretimi hız kazanır. Tefrikaları ve kitap baskıları okur tarafından büyük bir ilgi görür ancak modern edebiyat eleştirisi Karay'ın romanlarına aynı ilgiyi göstermez. Diğer eserlerinde olduğu gibi romanlarının da dili ve üslubu yüceltilir ancak kurmaca yönü zayıf bulunur. Politik kimliğinden sıyrılmak amacıyla popüler romanlar yazmaya eğildiği düşünülür. Bu nedenlerle edebiyat tarihimizde Karay'ın romanlarıyla ilgili değerlendirmeler sınırlıdır. Karay'ın romanları, yaşadığı dönemin yanı sıra kendi özgün tanıklıklarıyla geçmişi de anlatır. Bu romanlar, on dokuzuncu yüzyılın sonlarından yirminci yüzyılın ortalarına kadarki toplumsal dönüşümlerin çok renkli ve gerçekçi bir yansıması olarak görülebilir. Edebiyat coğrafyası geniş olmakla birlikte iç ve dış mekânlarıyla özellikle İstanbul'un kültürel dokusunu kayda geçirmiş olması itibarıyla da edebiyat tarihimizde özel bir yere sahiptir. Bu çalışmanın amacı, Refik Halid Karay'ın romanlarını bütüncül bir bakışla irdelemektir. Romanların temel yapısı, kişi, zaman, mekân, dil ve anlatım tekniği bakımından ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Kişiler incelenirken kadın-erkek ilişkisinin dinamikleri ağırlıklı olarak psikanalitik edebiyat eleştirisi bağlamında değerlendirilmiştir. Romanlar, kitap baskıları yerine tefrika tarihleri dikkate alınarak sıralanmış, ayrıca bu çalışma kapsamında tespit edilen tefrika bilgilerinin alana katkı sağlaması hedeflenmiştir.