Abstract
İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu'nun topraklarına katıldığı günden beri Türk edebiyatının merkezi olmuş ve imparatorluğun bütün kültür-sanat hayatı burada, özellikle de saray etrafında şekillenmiştir. Bu durum, yeni bir edebiyat anlayışının ortaya çıktığı, ilk romanların yazılmaya başlandığı 19. yüzyılda da değişmemiştir. İstanbul ayrıcalıklı konumunu korumaya devam etmiş ve Batılılaşmayla birlikte edebiyatımıza giren roman türünün ilk ve en sık kullanılan mekânı olmuştur. Batılılaşma hareketlerinin İmparatorluk başkentinde başlaması ve ilk dönem roman yazarlarının burada yaşamaları İstanbul'u doğal roman mekânı haline getirmiştir. Batılılaşma dönemi İstanbul'unun romanlar üzerinden takip edildiği bu çalışma Giriş ve Sonuç bölümleri dışında dört ana bölümden oluşmaktadır. Bu bölümler, şehrin tarihini önemli siyasal ve sosyal olaylardan bağımsız düşünmenin imkânsızlığı nedeniyle Osmanlı tarihindeki önemli kırılma noktalarına göre belirlenmiştir. Buna göre ilk bölümde Tanzimat Dönemi İstanbul'u (1839-1876), ikinci bölümde II. Abdülhamid Dönemi İstanbul'u (1876-1908), üçüncü bölümde II. Meşrutiyet Dönemi İstanbul'u (1908-1918), dördüncü bölümde ise İşgal Dönemi İstanbul'u (1918-1923) anlatılmaktadır. Çalışma, şehrin başkentlik vasfını yitirdiği 1923 yılında sonlanmıştır. Tezin ana metnine bir zemin oluşturması amacıyla kaleme alınan "Giriş" bölümde, öncelikle İstanbul'un tarihinden kısaca bahsedilmiş ve İstanbul'un Osmanlı başkenti olarak yeniden inşa edilme sürecinden başlayarak şehrin yüzyıllar içindeki dönüşümü sosyal ve kültürel arka planını da göz önünde bulundurarak ele alınmıştır. Tezin diğer bölümlerinde ise önce bahsedilen tarihsel dönemin siyasal, sosyal, kültürel ve gündelik hayatına dair genel bir çerçeve çizilmiş ve şehrin tarihindeki önemli olaylardan bahsedilmiştir. Batılılaşmanın bu dönemlerde nasıl algılandığı ve İstanbul'un gündelik hayatı üzerindeki etkilerine değinildikten sonra söz konusu tarih aralığında yayımlanmış romanlar kronolojik bir sırayla incelenmiştir. Bu dönemde yayımlanmış romanların büyük bir çoğunluğu İstanbul'da geçmekle beraber tezde sadece şehrin dönüşümünü mimari ve kültürel açıdan bir sorun olarak ele alan romanlar tespit edilmiş ve bu dönüşümün dönemin şahitleri olan yazarlar tarafından nasıl işlendiği, hangi bakış açısıyla yorumlandığı süreli yayınlar ve anı kitaplarından da faydalanılarak değerlendirilmiştir Bu sayede hem şehrin hem de romanlardaki mekân kullanımının yıllar içindeki değişiminin kolayca takip edilmesi amaçlanmıştır.