Abstract
"Türk halkının kültürü diğer milletlerinkinden daha zengindir" denildiği
zaman mübalağa edilmiş olmaz. Tarihimiz bütün genişlik ve açıklığı
ile yazılmadığı gibi, Anadolu Etnolojisi, Etnografyası ve folklor. araştırmaları
Cumhuriyetin kuruluşundan sonra başladığından, bu araştırmaların
çok eski bir mazisi yoktur.
Bugün, bu konuya eğilmiş olanlar, Anadolu'da her köşeyi dönüşte
aydınlığa çıkmamış yeni malzemelerle karşılaşmak şansına sahiptirler.
Halkın, sanatlarını devam ettirmesi bazı milletlerde geleneğe bağlı
kalmasından, bazılarında da sosyal ve ekonomik sebeplerden ileri .gelir.
Bugüne kadar, Anadolu halk sanatlarının mevcudiyetinde gelenekler,
sosyal ve ekonomik şartlarla bağdaşarak bütünü meydana getirmişse
de, bugün Anadolu halkının, modernleşme ve makineleşme yolundaki
eğilimi yüzyıllardır Anadolu'da hüküm süren eski geleneklere sahip sanatın
yavaş yavaş terkedilmesine sebep olmaktadır. Bu eski Anadolu sanatlarından
örneklerin müzelerde toplanması memnuniyet vericidir.
El sanatları, insanların; iklim ve diğer dış etkenlere karşı doğan
ihtiyaçları karşısındaki faaliyetleri ile başlayan en eski bir sanat koludur.
Kişi emeği ile başlayıp kolektif bir faaliyet haline gelen halk sanatları,
Anadolu'nun muhtelif bölgelerine göre özel karakter taşır. Doğu
Anadolu ile Batı Anadolu'yu, Kuzey Anadolu ile Güney Anadolu'yu birbirinden
ayırır. Bununla beraber bölge farkları yanı sıra, semtlerin de
ayrı birer belirgin halleri vardır. Mesela: Sivas'ın çorapları, Mardin'in
iğne dantelleri, Gaziantep'in Antep işleri gibi. Bu sanatlar çokluk kadınlar
tarafından yapılageldiği için, "Kadın Sanatları" da denilebilir.
Köylü veya şehirli kadın, ev veya toprağı ile uğraşmasının yanında
boş vakitlerini el işleriyle de doldurur. Sahibi olduğu çadırdan saraya
kadar, evini, ihtiyaçlar-mı karşılamak; genç kızlar çeyizlerini hazırlamak,
sırasında erkeğinin yanında iktisadı bakımdan yardımcı olabilmek için
elinin emeğini ortaya koymaktan çekinmez. Türk köylü kadınının yaptığı
işlerde, halk sanatlarının geleneksel karakterini milli sanat zevkini, ruhunda
taşıdığı yaratıcılık fikrini, his ve arzularını bazen figüratif motiflerle
sembolize ederek, bazen soyut formlar içinde hallederek halısında, kiliminde,
çorabında, oyasında, en güzel renklerle dile getirerek anlatır.
Şehir ve Anadolu el sanatlarının karma örneklerini veren bu koleksiyon,
son yüzyılların malzemesi ise de, motifler eski bir geleneğin devamıdır.
Bu koleksiyon, Anadolu halk el sanatlarının yanında küçük
çapta sayılabilirse de, verilen örneklerin her birinin bir halk dilini, kültürünü
ve köklü bir sanat geleneğini ifade etmesi bakımından büyük
bir değer taşır.
Fatma Pamir AKBIL