Abstract
'Belediye bahçesinde, kestane ağaçlarının uzandığı yoldan, ortasında bir heykelin yükseldiği yeşil bir çimenliği
seyretmekteyim: Bunların tümü benim için vardırlar. Ama bakıyorum, başka biri gelip orada duruyor ve beni
de içine alan bu görünümü göz altına alıyor. Benim için gerçek dünya olan benim tasarımım, hemen çözülüp dağılıyor
ve bu çözülmeden doğan ögeler, yeni gelenin çevresinde dolanıp birleşiyor: şimde artık, ne varsa, hep onun
için vardır, bu nesnelerin tümü de, 'benim görmeme olanak bulunmayan yüzlerini bir başkasına göstermektedirler".
Bir başkasının malı olmak için, dünya beni tepip gitmektedir . .
Ne var ki, başkası, dünyayı benden ayırıp götürmekle de kalmaz~ benim gerçek benliğimi, yani, olmayı aklımdan
geçirdiğim varlığı da yele verir. İlkin, beni yargılar ve hakkımda bir fikir edinir: Elbette, bunu benim düşündüklerime
göre değil, bedenime, o andaki durumuma ya da daha çok geçmişime göre yapar. Başkası için, ben, ne
ise, ya da o zamana kadar ne oldu ise, ancak o olan bir 'kendinde' ye indirgenirim,; çünkü onun benim hakkımda
edindiği fikirde, benim olmak istediğim şey-ki bu benim varlığımı oluşturur-kesinlikle gözönünde tutulmaz.
üstelik, eğer ben kendimi savunmaya geçmezsem, o ne olmamı isterse o olurum. Bakışı beni sarar sarmalar ve
özne olan benden, bir nesne, bir araç yaratır; kendisine bakan herkesi taşa çevirme gücünü taşıyan Gorgone gibi.
Onun çevresinde, tasarılarının gereçleri gibi ya da engelleri gibi düzülüp örülen, sadece çimenlik, heykel, sıra ya
da duvar çiti değildir: Ben de kendimi nesneler arasında yerini almış, başkalarının ereklerini gerçekleştirmek
için bir araç ya da gerçekleşmelerine bir engel olarak bulurum. İşte buradan bir utanç doğar, 'bir nesne olmanın,
yani başkası için bağlanmış ve katılaşmış, değerini yitirmiş varlıkta kendimi tanımanın duygusudur bu. Utanç,
şu ya da bu yanılgıya düşmüş olmanın sonucu değil, sadece, dünyada, nesneler arasına düşmüş olma durumunun
ve olduğum şeyi olabilmek için başkasının düşüncesine gereksinme duymam olgusunun verdiği ilk düşüş (chute
originelle) duygusudur.'