Abstract
Şehircilik bilim alanının ülkemizdeki
öncülerinden mimar ve şehir plancısı
Prof. Kemal Ahmet Aru'nun, UNESCO
tarafından 2012 yılında doğumunun 100.
yılında anılacak kişiler listesine alınmış
olması üzerine MSGSÜ Mimarlık Fakültesi
Şehir ve Bölge Planlama Bölümü "hocası"
için bir sergi düzenleyerek onu böyle bir
etkinlikle anmak istemiştir.
Kemal Ahmet Aru Galatasaray Lisesi'ndeki
tasarı geometri hocası İsviçreli
Mamboury'nin tavsiyesi üzerine Güzel
Sanatlar Akademisi Y. Mimarlık bölümüne
1932 yılında girip, yüksek mimar olarak
1937 yılında mezun olduğu şimdiki
adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar
Üniversitesi ile daima ilişki içinde olmuş,
emekli olduğu 1982 yılından itibaren
de uzun yıllar Şehir ve Bölge Planlama
Bölümü Kentsel Tasarım Yüksek Lisans
Programı'nda dersler vermiş, tezler
yönetmiştir.
MSGSÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü;
bir eğitimci olan Kemal Ahmet Aru'nun
aynı zamanda erken Cumhuriyet
Döneminden itibaren birçok kentin imar
planını yapan mimar/plancı kimliğini
de göz önünde bulundurarak serginin
konusunu, Onun İstanbul ' a kalıcı bir
iz bıraktığı mimari ve kentsel ölçekli
üretimleri üzerinden ele alarak belirleme
yoluna gitmiştir. Bu bağlamda serginin
konusu, hocanın Y. Mimar Rebii Gorbon
ile birlikte müellifi olduğu, istanbul' un 1950 ' li yıllardaki modernleşme sürecinin
mekansal yüzünü gösteren bir yerleşme
biçiminde planladığı "Levent Mahallesi"
olarak ele alınmıştır. Emlak Kredi Bankası'nın işveren olduğu
ve 19Lı7 yılında İkinci Dünya Savaşı
sonrasında ortaya çıkan konut sorununu
çözmek üzere "Levent Çiftliği" arazisi
üzerinde ilk etapta 391 konuttan oluşan
bir mahalleyi planlayan ve hayata geçiren
Y. Mimar Kemal Ahmet Aru ve Y. Mimar Rebii
Gorbon, bu uygulamanın başat aktörleri
olarak yakın dönem kent tarihinin
unutulmaz isimleri olmuşlardır. Öte
yandan modern şehircilik ilkelerine göre
etap etap uygulanan Levent Mahallesi,
içinde barındırdığı bahçeli konutlar ve
o dönemin merkeze göre çeperde olma
konumu ile planlı modern bir banliyö olma
özelliği taşırken, kentsel yaşam kalitesi
[havagazı, yeşil donatı, alt merkez
olanakları gibi] ve sosyal politikalar
[ucuz konut ve uygun kredilendirme
sistemi] açısından da modernleşmenin
sosyal yönünü işaret etmektedir. O
günün vadıferağ mukavelesi formülü ile
satılan konutlar, artık günümüzde üst
gelir grubunun satın alabildiği değerli bir
metaya dönüşmüşlerdir. Sergide istanbul'da kentleşme sürecinin
başlangıç yıllarında başarılı bir
yerleşme modeline örnek teşkil eden
Levent Mahallesi'nin oluşum ve gelişim
serüveni izlenirken, aynı zamanda mahallenin içinde bulunduğu kentsel
bağlamın dönüşüm sürecine de atıflarda
bulunulmakta, bu yönüyle sergi birçok
açıdan kentsel okumanın yapılabileceği
bir nitelik sunmaktadır.
Prof. Dr. Gülşen Özaydın