Abstract
Sanat, iktidarların otoritesini görselleştiren ve güçlendiren araçların başında gelmektedir. Ancak kimi zaman iktidarlar güçlerini gizlemek için görsel dil yerine farklı stratejiler de benimsemektedir. Özellikle teknolojik gelişmeler, sosyal ağlar, platformlar ve mobil cihazlarla birlikte herkesin her yerde, her şeyi ve herkesi görebilme ve kaydedebilme yetisi kazanmasıyla şeffaflaşan toplumsal yapılanmada, iktidarlar güçlerini artırmak için gözetleme odaklı yöntemleri benimsemiştir. Denetim, baskı ve kontrol yöntemleriyle iktidarların güçlerini pekiştiren bir araç olan gözetim olgusu, günümüzde minimum sermeye ile maksimum kar getirerek kapitalizmin için de vazgeçilemez bir öge haline gelmiştir. Bu anlamda gözetim, sadece iktidarların değil, iktidarların kurumsal ortakları ve ticari şirketlerin de vazgeçemeyeceği bir unsurdur. Aynı zamanda teknolojinin ilerlemesi paralelinde iktidarlar, kurumsal ortakları ve ticari şirketler gözetim araçlarına olan yatırımlarını artırmaktadır. Böylece daha önce hiç görülmemiş bir oranda veriye erişim sağlanırken, veri toplama yöntemleri de geliştirilmiştir. Bu bakımdan bireylerin tüm yaşam rutinleri ve eylemleri denetim ve gözetimin etkisi altına alınarak kişiye ve sanal profiline özgü reklam ve manipülasyonlarla bireyler hiç olmadığı kadar tüketime yönlendirilmektedir. Ekonomi politik bir değer yaratan bu süreç, kültürel yapılanmayı dönüştürerek toplumun bu değişime adaptasyonunu sağlarken, yaşamın diğer tüm alanlarına olduğu gibi estetik dili de etkilemiştir. Yanı sıra bu süreç iktidarların görünmez gücünü görünür hale getirmek ve toplumsal direnç stratejileri oluşturmak için estetik bir karşı dil inşa etmiştir. Teknolojik determinizmi reddeden bu çalışmada, özellikle toplumsal olan öne çıkarılmaya çalışılmış, bu anlamda karşı sanat ve karşı gözetim stratejileri analiz edilmiştir. Bu analizlerde sanatın tüm formlarından seçilen eserler değerlendirilmiş, ancak özellikle fotoğrafın hem iktidar tarafından araçsallaştırılması, hem de karşı eylem ve söylem biçimi üretme potansiyeli incelenmiştir. 19.yüzyıl gerçeklik ve kanıt paradigmasının en kuvvetli aracı olan fotoğrafın süreç içinde dönüşümü post-fotoğraf çerçevesinde ele alınarak, fotografik imgenin tarihsel, kültürel ve gelecekteki yapısına vurgu yapılmıştır. Karşı gözetim stratejilerinde dijital imge ve fotografik imgenin bir eleştiri ve toplumsal muhalif dili üretme potansiyeli sanatta -post yapılanma süreçleriyle birlikte ele alınmıştır.