Abstract
Türk sinemasının kendine özgü dağıtım ve gösterim sistemini yitirdiği 1980'li yıllardan günümüze, yabancı dağıtım şirketlerinin egemenliği altına girmiştir. Amerikan film şirketlerinin hakimiyetiyle başlayan tekelleşme süreci, CJ CGV Entertainment adlı Güney Koreli şirketin son yıllarda, bu alandaki faaliyetleri ve yükselişiyle devam etmiştir. WB, UIP, Disney gibi Amerikan şirketlerini bile geride bırakan CJ CGV Entertainment, 2016 yılında Mars Grubu satın alarak Türkiye pazarına girmiş; yapım, dağıtım, gösterim ve reklam alanlarında faaliyet göstererek, sinema endüstrisinin tek hakimi konumuna yükselmiştir. Yapım, dağıtım ve gösterim ağlarını birleştirerek dikey bütünleşmeye giden CJ CGV, tekelinde bulundurduğu salon sayısının çokluğu nedeniyle, ezici ve rekabeti önleyici bir güç oluşturmuştur. CJ CGV, ülkemizdeki hemen hemen yarısını tekelinde bulundurduğu sinema koltuğu ve perde sayısının yanı sıra, yıllık seyirci sayısının da yarısına hakimdir. Yalnızca kâr etme güdüsüyle hareket eden tröst yapısı; bağımsız üreticiyi, işletmeciyi ve bağımsız filmleri görmezden gelerek, ülke sinemasındaki çok renkli ortamı yok edecek düzeye gelmiş, furya sinemasının yükselişine zemin hazırlamış ve ateşleyici bir güç olmuştur. 1970'li yıllarda aileleri salonlardan uzaklaştıran seks filmleri furyasını andıran kaba komedi filmleri furyası, belli bir seyirci kitlesinin salonlardan uzaklaşmasına neden olmuş, sömürüye açık, sorgulamadan tüketen genç bir seyirci kitlesi yaratmıştır. Seyirci sayısı, yılda 60-70 milyona ulaşmasına rağmen, 500 binin üzerinde izlenen film sayısı 10'u geçmemektedir. Yıllık hasılatın yarısından fazlası az sayıda film arasında paylaşılırken, geriye kalan yüzlerce filmin seyirci ile buluşmasına ve yeterli süre vizyonda kalınmasına izin verilmemektedir. Örneğin; iki film aynı anda ülkedeki salonların 1700'ünde gösterime girebiliyor ve haftalarca vizyonda kalarak bütün sezonu kapatabiliyor. Apaçık ortada olan bir dayatma yöntemiyle, seçim yapma hakkı elinden alınan seyirci; mevcut düzenin öznesi değil, nesnesi konumundadır. Araştırma sonucunda, ortaya çıkan bulguların gösterdiği üzere; ülke sinemasını yasalarla koruyacak, tekelleşmeyi önleyici yeni düzenlemelere ihtiyaç vardır.