Abstract
Cumhuriyet Dönemi tarih yazımı, Türkiye'nin kimlik oluşturma sürecinde ortaya çıkan fikirler tarafından şekillenmiştir. 1930-1940 arasında etkili olan Türk Tarih Tezi'nin ardından, Osmanlı son döneminde ortaya çıkan coğrafya ve vatan temeline dayanan Anadoluculuk fikri, 1940'larda milliyetçi, muhafazakâr ve hümanist akımlardan etkilenerek, tekrar gündeme gelmiştir. 1960'ların başlarından itibaren, özelikle Hümanist tarihçiliğe bir tepki olarak doğan, Türk-İslam Sentezi, zamanla komünizme ve Marksist tarihçiliğe karşı bir savunma hattına dönüşmüş. Soğuk Savaş döneminin etkilerinin yoğun hissedildiği bu süreçte, Türk-İslam Sentezi, milliyetçi ve maneviyatçı fikirler etrafında, komünizm karşıtlığının merkezi haline gelmiştir. Bu dönemde, İbrahim Kafesoğlu ve Osman Turan gibi önemli isimlerin liderliğinde Türk tarihçiliği, Türk İslam bütünleşmesini merkeze alan, temel eserler üreterek tarih yazımına yön vermiştir. Diğer yandan, 1960 askeri darbesi sonrasında meydana gelen özgürlükçü ortamdan faydalanan Marksist ve Materyalist düşünürler, tarihçilik dışında farklı disiplinlerden gelmelerine rağmen tarihi bir nevi araçsallaştırarak Osmanlı-Türk devlet yönetimi ve toplum yapısı üzerine tez ve teoriler otaya koymuşlardır. Türk toplumunun kapitalizme geçemeyişinin sebeplerini incelenmiş ve feodalizm, ilkel sosyalizm, az gelişmişlik ve ATÜT fikri çerçevesinde düşüncelerini kalem almışlardır. Behice Boran, Doğan Avcıoğlu, Sencer Divitçioğlu, Niyazi Berkes ve Hikmet Kıvılcımlı'nın başını çektiği Marksist düşünürler, Soğuk Savaş dönemi tarih yazımında, sosyalist ve Marksist fikirlerin temsilcileri olmuştur.