Özet
Bu metinde, 1980 yılında New York'taki A.I.R Galeri'de açılan Dialectics of Isolation: An Exhibition of Third World Women Artists of the United States (Tecritin Diyalektiği: Birleşik Devletler'den Üçüncü Dünya Kadın Sanatçılar Sergisi) adlı sergi ve onun feminist sanat ortamındaki önemi incelenmektedir. Sergi, zamanının ana akım feminist ideolojisine eleştirel bir yaklaşım sunarak yeni bakış açıları getirmiştir. Metinde, serginin açıldığı yıllardaki feminist tartışmalar ve sanat ortamıyla ilişkisi incelenmiş ve sergide yer alan eserlerin kuramsal tartışmalara nasıl katkı sağladığı ele alınmıştır. Serginin feminist tartışmalarda bir dönüm noktası olarak kabul edilmesinin sebepleri, önceki feminist ideallerle karşılaştırmalar yaparak ele alınmıştır. Serginin günümüz feminist tartışmaları ve sanatsal pratikleri üzerindeki etkileri de değerlendirilmiştir. Sonraki bölümde Dialectics of Entanglement: Do We Exist Together? (Dolaşıklığın Diyalektiği: Birlikte Var Olabilir miyiz?) adlı sergi incelenmiştir. Bu sergi Tecritin Diyalektiği'ne saygı duruşu niteliğindedir ve güncel feminist söylemlere yeni bir bakış getirmeyi amaçlar. Sergi, 80'lerden günümüze kadar olan dönemde değişen ve dönüşen feminist yaklaşımlara ve sanatsal bağlamlara bakarken bir köprü görevi görmektedir. Son bölümde ise radikal feminist tartışmalar açısından değerlendirilmeye elverişli çağdaş sanat sergilerinden bir seçki incelenmektedir. Seçki, günümüzde feminist yaklaşıma yeni bir söz getiren ve çağının ötesinde olan sanatçılardan oluşur. Wangechi Mutu, sanat kurumlarının yapılanmasına yönelik eleştirileri farklı bir boyuta taşıması açısından incelenecektir. Cecilia Vicuña, ekofeminist yaklaşımları ile sosyal ve çevresel adalet yollarını açma potansiyeline dikkat çekmektedir. Canupa Hanska Luger ise kimlik ve aidiyet tartışmalarına yeni açılar getirmesi ve feminist tartışmaların heteroseksüel erkek kimliğini dışlamasının problemli olduğunu vurgulamak arzusuyla incelenmek üzere seçilmiştir.