Özet
Sanayi devrimi ve sonrasındaki gelişmelerle formel bir hale gelen kent planlama günümüz kent planlama anlayışından farklılaşmaktadır. Zaman ve koşullara bağlı olarak değişen ve mekânsal planlama kavramının daha net karşıladığı planlama anlayışı kentlerin karmaşıklaştığı ve sosyal sorunlara çözüm üretmek adına yeni birtakım yaklaşımları da beraberinde getirmiştir. Bu yeni yaklaşımlardan birisi olan stratejik plan yeni bir plan türü olmasa da 1980'lerin atmosferi içinde iletişimsel ve iş birliğine dayalı yaklaşımların etkisi ile yeni bir form ile değişime uğramıştır. Dolayısıyla karmaşık kent sistemlerinin yapılanmasında çözümleyici bir yaklaşım olarak kullanılmaya başlanmıştır. Stratejik mekânsal planlamanın bu niteliği afet etkisi altında kalan kentler içinde alternatif bir yöntem olarak durmaktadır. Çünkü afet olgusu ve kentler üzerindeki yıkımı, fiziksel olmanın ötesinde ekonomik ve sosyal hasarı da aynı ölçüde meydana getirmektedir. Dolayısıyla afet sonrası yeniden yapılanma için stratejik kararları içeren bütünlüklü bir plan yaklaşımı hem belirsizliği hem de iyileşmeyi destekler niteliktedir. Bu çalışma tam da böyle bir noktadan yola çıkarak afet sonrası kentsel yeniden yapılanma sürecinin önemi ve stratejik mekânsal planlama yaklaşımının bu süreçte nasıl etkili bir şekilde kullanılabileceği üzerine odaklanmaktadır. Geleneksel planlamanın arazi kullanımı, denetleme ve kontrole dayalı katı planlama anlayışı yerine esnek, değiştirilebilir ve uzun erimli bir vizyonu içeren planlama anlayışı belirsizliği kabullenerek hareket etmektedir. Bu planlama yöntemi, farklı sorunlara çözüm sunan, dönüştürücü ve bütünleştirici bir yaklaşımdır. Ayrıca iletişim, iş birliği ve dayanışma kavramlarını da ön planda tutmaktadır. Bu noktadan hareketle, Türkiye'nin Hatay kentinde afetin yol açtığı yıkımın ardından kentin nasıl toparlanacağı ve bunun yönteminin ne olacağı ile ilgili sorular böyle bir alanda iş birliğinin odak noktası olduğu bir stratejik mekânsal plan yapma zeminini güçlendirmiştir. Bu iş birliği modelinin en güçlü noktası paydaş, çeşitlilik, etkileşim, finansman ve zaman yönetimi noktalarının doğru planlanması ve bu eksenin ilişkiselliğinin doğru kurulmasından kaynaklanmaktadır. Bu modeli güçlü kılan noktada burada ortaya çıkmaktadır. Çünkü afet alanları ile ilgili en kritik nokta zaman ve finansmanın doğru yönetimi ve bu süreçte rol alacak aktörlerin doğru belirlenmesidir.