Abstract
Bu çalışmada, Rönesans döneminde değer kazanan madalyonun anlamına, kullanımına, kökenine, üretim tekniklerine değinilerek Rönesans döneminde öne çıkan üç madalyon sanatçısından seçilen madalyon örnekleri o dönemdeki gelişmeler ışığında incelenmiştir. Rönesans döneminin ilk madalyonunu üretmesinden dolayı birinci sırada ele aldığımız İtalyan ressam Pisanello, madalyona bugün dahi kullanılan klasik biçimini vermiş, kendine özgü Gotik çizgisiyle, doğadan taslaklar çizmiş ve bu çizimlerden doğa görüntülerini eserlerine taşıyarak doğadan etüt etme düsturunun Rönesans sanatında yerleşmesine katkı sağlamıştır. Bu yenilikçiliğini titiz ve ayrıntılı üslubuyla madalyonlara da taşımıştır. Floransalı heykeltıraş Filarete, Antik dönemin nümizmatik dünyasını keşfederek, bu kaynağın sonsuz anlatım olanaklarını en güzel şekilde kullanmış, antikitenin klasik malzeme mirasından yepyeni ve özgün bir görsel dil yaratmıştır. Antik Roma'nın din dışı konularını serbest üslubu ve antik sikkelerdeki yalınlığıyla işleyen sanatçı, sanatta dini konuların dışındaki konuları ele almanın öncülerinden sayılabilir. Heykeltıraş ve minyatür sanatçısı Matteo de' Pasti de Roma döneminden beri unutulmuş, portre geleneğini canlandırarak, madalyonlarına bir heykeltıraş duyarlılığıyla taşımış, bireysel özellikleri idealize etmeden, doğal bir üslupla betimlemiş, natüralizmin madalyon sanatındaki temsilcisi olmuştur. Ayrıca Rönesansta önem kazanan, o günkü mimari anlayışın belgelendiği yapı teminatı madalyonlarını kendine özgü incelikli ve sade bir çizgiyle işlemiştir. Yaşadıkları dönem bakımından Rönesansın değerlerinin filizlendiği 15. yüzyılda eserler vermiş bu üç sanatçı, üslupları ve yönelimleri bakımından birbirlerinden farklı, ancak bu alana getirdikleri yenilikler bakımından birbirlerini tamamlar niteliktedir.