Abstract
İçmimarlık mesleğinin bugünkü halini almasında ve modern içmimarlığın kuramsal altyapısının geliştirilmesinde; iç mekânların kullanımındaki tarihsel aşamalar, kültürel değişimler ve teknolojik/endüstriyel ilerlemelerin büyük etkisi olduğu anlaşılmıştır. Araştırma, bu etkilerin ışığında, iç mekânın kendi başına gelişen ve biçimlenen kimliğine odaklanarak, 21. yüzyılda toplumun gereksinimlerini ve beklentilerini yansıtan, çağdaş bir içmimarlık düşüncesi olan 'interiority' kavramını incelemeyi amaçlamaktadır. Bu kavram geleneksel iç mekân ve içmimarlık düşüncelerinden ayrılarak, bireyin içsel dünyası ve kimliğini merkeze alarak geliştirilmiştir. İç mekânların sadece fiziksel özelliklerini değil aynı zamanda tasarıma büyük ölçüde katkı sağlayan duygusal, psikolojik ve deneyimsel unsurları da içine almaktadır. Çalışma kapsamında içmimarlığın ele aldığı çağdaş kavramları ve mesleğin konumunu anlayabilmek adına tarihsel süreçte bir değerlendirme yapılmıştır. İçmimarlık mesleğinin geçmişi, iç dekorasyon, iç mekân tasarımı ve içmimarlık mesleklerinin karşılaştırmalı analizi ile incelenmiştir. Özellikle eğitim alanındaki analiz genişletilerek, çağdaş içmimarlık kuramlarının oluşturulabilmesindeki en önemli etmen olduğu ortaya koyulmuştur. Ulusal ve uluslararası içmimarlık eğitim standartları incelenmiş ve karşılaştırmalar yapılmıştır. Günümüz içmimarlık uygulamalarına değinilerek 'interiority' kavramının mesleğe olan etkisi tartışılmıştır. Mekâna dair bu içkin anlayışın içmimarlığın sınır ve olanaklarını keşfetmeye yönelik geniş perspektifi irdelenmiştir. İç mekânı maddi ve fiziksel olmanın ötesinde; duygusal, kültürel ve sembolik katmanları ile değerlendiren bir bakış açısı olduğu görülmüştür. Bu kavramın, mesleğin düşünsel ve uygulama boyutunu genişleterek, iç mekânın içeriğini ve derinliğini anlamada önemli bir rol oynadığı saptanmıştır. Çağdaş içmimarlık uygulamalarında değişime yol açan bu kavram, mekânı içselleştirmenin bir yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Başka bir ifadeyle, soyut değerlerin mekân üzerindeki somut etkileri olarak değerlendirilmektedir. İnsanı odak noktasına yerleştiren bu düşünce ve geliştirilen uygulama yöntemlerinin modern içmimarlık anlayışında önemli bir yer edindiği ve içmimarlığı yeni bir temsil düzeyine taşıdığı görülmektedir. Bu şekilde, mekânın insan üzerinden; insanın da mekân üzerinden okunabildiği, yorumlanabildiği ve deneyimlenebildiği yaratıcı bir süreç oluştuğu gözlemlenmektedir.