Abstract
Tarihi ve kültürel değere sahip olan yapılar, inşa edildikleri dönemin mimari, kültürel, sanatsal, teknik özellikleri başta olmak üzere pek çok kimliksel özelliğin mirasını temsil etmektedirler. Tarihi ve kültürel değere sahip olan yapıların geçmiş ile gelecek arasında kurdukları köprünün sürdürülebilirliğini sağlamak büyük önem arz etmektedir. Tarihi ve kültürel değeri olan yapıların, zamanla ekonomik, toplumsal, kültürel ve teknolojik faktörlerdeki değişimler sebebiyle asıl işlevlerini yerine getirmeleri mümkün olmayabilmektedir. Bu durumda, tarihi ve kültürel değere sahip olan yapıların, korunması, sürdürülebilirliklerinin sağlanması, topluma yeniden kazandırılması ve yaşatılması için yapıya yeni fonksiyonlar yüklenerek yeniden işlevlendirilmesi gerekli olabilmektedir. Tarihi ve kültürel değeri olan yapıların yeni fonksiyonlar yüklenerek yeniden işlevlendirilmesi ile, bir yandan tarihi ve kültürel mirasın korunarak gelecek nesillere aktarılmasına katkı sağlanırken diğer yandan ise yeni yapılar üretilerek toplumsal ihtiyaçların karşılanmasına ve toplumsal fayda yaratılmasına katkı sağlanabilmektedir. Tezde, temel olarak tarihi ve kültürel değeri olan yapıların yeniden işlevlendirilmesi süreci, Boğaziçi yalılarının yeniden işlevlendirilmesinde mekân ve kimlik ilişkisinin analizine bir örnek olarak, Muhsinzade Yalısının, Kuruçeşme Les Ottomans Oteli olarak yeniden işlevlendirilme sürecini ve sonuçları üzerinden analiz edilmiştir. Tezin analiz ve değerlendirme sürecinde, bir yandan yeniden işlevlendirme süreci ile ilgili teorik ve uygulamalı çalışmalar için literatür taraması yapılmış, diğer yandan ise, Muhsinzade Yalısının, Kuruçeşme Les Ottomans Oteli olarak yeniden işlevlendirilme süreci ile ilgili tüm dokümanlar, projeler, ilgili bilgi ve belgeler otel yönetiminden ve resmi kurumlardan temin edilmiştir. Elde edilen bilgi ve dokümanlar analiz edilerek, Muhsinzade Yalısının, Kuruçeşme Les Ottomans Oteli olarak yeniden işlevlendirilme öncesi ve sonrası durumu karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Tarihi ve kültürel değeri olan yapıların koruma, onarım ve yeniden işlevlendirme sürecinde, tarihi dokularının doğru çözümlenmesi, mimari, sanatsal ve estetik özelliklerine zarar vermeden koruma, bakım, onarım ve yeniden işlevlendirilmesi büyük önem arz etmektedir. Yapının özgün bileşenleri ayırt edilebilecek şekilde müdahale yapılmalıdır. Yapılan müdahalelerin her zaman geri dönülebilir olmasına ve yapının özgün dokusuna zarar vermemesine azami özen gösterilmedir. Bu tez çalışmasında, gelecekte, yeniden işlevlendirme sürecinin daha başarılı olabilmesi amacıyla sonraki bilimsel çalışmalar ve yeniden işlevlendirme uygulamaları için öneriler sunulmuştur.