Abstract
Osmanlı Devleti'nin yegane gayelerinden bir tanesi ülke topraklarını ve bu toprakların üstünde yaşayan reayayı korumak ve kollamak olmuştur. Bu sebeple her kim nizam-ı aleme halel getirecek bir şekilde davranmaya kalkışmışsa kendi sonunu hazırlamıştır. Osmanlı hukuk sistemi şer'ȋ yasalara dayanan ve gerektiğinde de örfȋ kanuna başvuran bir sistem içermektedir. Çalışması yapılan 40 Numaralı Kalebend Defteri içerisinde suçlu bulunan şahısların derhal suçları tespit edilerek gerekli cezaları onanmıştır ki böylece Allah'ın emaneti olan reayanın huzuru baki olsun. Osmanlı topraklarında zararlı faaliyetlerde bulunan kimselerin nefislerinin ıslahı için gerekli yöntem onları, bulundukları mevkilerden uzaklaştırmak ve yoksunluk çekerek aynı hatalara düşmelerini engellemek olmuştur. Bu engeli ise en fazla başvurulan ceza türü olan nefy, cezirebend, kalebend ve manastırbend cezaları ile oluşturmaya çalışmışlardır. Kalebend cezası, suçluların kalenin dışına çıkmasına müsaade etmeyen bir ceza türüdür ve 40 Numaralı Kalebend Defteri'nde (H. 1249-1256 / M. 1834-1841) başvurulan cezalar arasında üçüncü sırada yer almaktadır. Suçlular için en fazla başvurulan ceza türünün yapılan incelemeler nihayetinde nefy olduğu görülmektedir. 7 yıllık bir zaman dilimini teşmil eden mevcut defter sayesinde Osmanlı Devleti'nde uygulanan ceza usulleri hakkında pek çok bilgiye erişilebilmektedir.