Mimar Sinan Fine Arts University Institutional Repository
DSpace@MSGSÜ digitally stores academic resources such as books, articles, dissertations, bulletins, reports, research data published directly or indirectly by Mimar Sinan Fine Arts University in international standarts, helps track the academic performance of the university, provides long term preservation for resources and makes publications available to Open Access in accordance with their copyright to increase the effect of publications.Search MSGSÜ
Politik bir müzakere süreci olarak kamusal mekanın tasarımı
Abstract
Kamusal mekanlar kentlerin yaşamlarını devam ettirebilmeleri için kritik role sahip temel kentsel bileşenlerdir. Kentteki farklı bireylerin ve grupların paylaştığı bu mekanlar bireysel yeniden üretimin, görünür olmanın, iletişimin, etkileşimin ve politik söz üretiminin mekanları olarak demokrasinin bir ön koşulu olarak da işlerler. Toplumun yanı sıra iktidarların da mekanları olan kamusal mekanlar tarih boyunca ideolojik temsillerin, toplumlar üzerinde kurulmak istenen düzenin 'sahnesi' olarak ele alınmıştır. Hem toplumlar hem de iktidarlar açısından büyük öneme sahip bu mekanların nasıl tasarlanacağı sorusu ise kentsel tasarım disiplininin alanına girer. Bu literatür içerisinde, kamusal mekanların nasıl olması gerektiği, fiziksel olarak herkese açık, erişilebilir, farklı işlevleri ve aktiviteleri bir arada bulundurabilen, estetik kamusal mekanlar tasarlanmasının önemi sıkça tartışılmaktadır. Ancak sonuç ürün odaklı bu yaklaşımlar kentsel mekanı şekillendiren politik, ekonomik ve toplumsal dinamikleri görmezden geldikleri, mekanı yalnızca fiziksel bileşenleri üzerinden ele alarak özgün ve karmaşık bağlamı kaçırdıkları gerekçeleri ile eleştirilmektedir. Buna karşılık kentsel tasarım sürecine odaklanan yaklaşımlar kentsel tasarım literatürünün önemli bir diğer kanadını oluşturmakta; özünde tasarımı bir karar alma süreci olarak tanımlayan bu literatürde odaklanılan konular ve vurgulanan başlıklar çeşitlilik göstermektedir. Kentsel tasarım süreçlerinin içerisinde işlediği kentsel dinamiklerden, karar alma ortamlarında farklı aktörlerin beklentilerine ve tasarımcının rollerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan bu literatürün 1990'larda gelişmeye başladığı, güncel tartışmalarda ise eksenin tasarımın politikliğine yönelen bir eğilim içerisinde olduğu izlenmektedir. Ancak bu çalışmalarda da var olan normatif kabuller -karar alma süreçlerinde tüm tarafların uzlaşısının sağlanması, tasarımcının teknokratik rolü, katılımcı süreçlere dair ideal tarifler vb.- tasarımın gerçekte nasıl pratik edildiğini açıklamada yetersiz kalmaktadır. Kamusal mekanların tasarım sürecini hem pratiğe temellenen hem de sürecin politikliğini merkeze yerleştiren bir yaklaşımla ele almak için siyaset bilimi alanında geliştirilmiş olan müzakere teorisi önemli katkılar sunmaktadır. Müzakere gündelik yaşamın her alanında karşılaştığımız, farklı ölçeklerde ve farklı amaçlarla gerçekleştirilen karmaşık bir karar alma sürecidir. İki ya da daha fazla taraf arasındaki bir problem ya da anlaşmazlığın çözülmesi; bir tarafın tek başına gerçekleştiremeyeceği yeni bir şeyin yaratılması/üretilmesi ya da ortak bir anlaşmaya varabilmek için farklı bakış açılarının birleştirilmesi olarak tanımlanabilen müzakere pratiğinde, kamu yararının tartışmaya açıldığı politik müzakereler ayrı bir yer tutmaktadır. Kamu kurumlarının önemli aktörler olarak dahil olduğu politik müzakereler çoklu ve karmaşık tarafları, kamusal çıkarlar ile bireysel çıkarların birbirine karışan yapısı ve kamu kurumları ile müzakere etmenin özgün yanları ile özel müzakerelerden farklılaşmaktadır. Kentlilerin ortak kullanımına açık olan, sundukları mekansal olanaklarla sağladıkları katkının yanı sıra toplumsal ve politik rolleriyle de kentlerin işleyişinde hayati öneme sahip olan kamusal mekanların geleceğine dair kararların da kamu yararı konusu olduğu açıktır. Öte yandan bu mekanlara dair karar alma ortamları, alanda yetki veya sorumluluk sahibi olan kurumlar ve birimlerin yanı sıra tasarımcılar, denetleyici / onaylayıcı kurumlar ve uygulama aşamasında devreye giren müteahhit firmalar gibi çoklu aktörleri barındırmaktadır. Tasarım kararları, bu taraflar arasında süren, çoğunlukla kapalı kapılar ardında gerçekleştirilen tartışmalar içerisinde alınmakta; farklı tarafların çatışan ya da uyuşan beklentileri, taraflar arası güç ilişkileri, politik ya da kurumsal ajandalarla ilişkilenen arka plan dinamikleri alınan kararlarda etkili olmaktadır. Bu bakış açısının kamusal mekanlara dair karar alma süreçlerini müzakere literatürü üzerinden okumayı mümkün kılarken kentsel tasarım disiplini içerisinde henüz gelişmekte olan disiplinin politikliği ve demokrasi ile olan ilişkisi hakkındaki tartışmalara katkıda bulunabileceği inancı ile çalışma kurgulanmıştır. Bu çalışmada Türkiye'de kamu kurumlarınca ihale yoluyla elde edilen kamusal mekan tasarım süreçleri, başından sonuna, hatta uygulama ertesine kadar farklı özneler arasında, kamuoyunu ilgilendiren meselelerin müzakere edildiği bir süreç olarak ele alınmıştır. Kentsel tasarım literatürünün sunduğu kuramsal tartışmaların müzakere teorisinden beslenerek geliştirilmesi ile kurulan teorik çerçeve Türkiye pratiği üzerinden ele alınmış; her iki kuramsal tartışmada da ortaklaşan başlıklar olarak karşılaşılan sürecin tarafları, tarafların beklentileri ve sürecin dinamiklerine dair kapsamlı bir inceleme yapılmıştır. Türkiye'de kamusal mekanların tasarımının ana aktörleri olan tasarımcılar ve kamu kurumu temsilcilerinin anlatılarına temellenen inceleme kamusal mekanların tasarlanmasının arkasındaki politik motivasyonları ortaya koymanın yanı sıra sürece dahil olan tarafların gerçek yapılarına, çıkarlarına ve sürecin dinamiklerine dair bulgulara ulaşılmasını sağlamıştır. Tarafların teorik düzlemde aktarılanlardan daha parçalı ve karmaşık yapılara sahip olduğu görülmüş; taraflar arası ilişkilerin müzakeredeki etkisi tartışılmıştır. Kamusal mekan tasarımında karşılık bulan çıkarların ise politik bağlam tarafından nasıl yönlendirildiği ve genellikle görmezden gelinen 'kişisel' çıkarların süreçteki etkileri ortaya konmuştur. Tasarım müzakeresindeki eşitsiz iktidar yapılarının yanı sıra tarafların iktidar kaynakları tartışılmış; çatışma eksenleri irdelenmiştir. Tasarımcıların bu süreçte çoklu ve karmaşık roller aldığı görülmüş; kentsel tasarımın henüz kurumsallaşmadığı bir coğrafyada tasarımcının yeri ve önemi tartışılmıştır. Son olarak Türkiye'nin özgün deneyiminin mevcut literatürdeki tartışmaları zenginleştirebilme yolları aranmış ve Türkiye pratiğinin geleceğine dair çıkarımlarda bulunulmuştur.
Collections
- Fen Bilimleri Enstitüsü [439]