Mimar Sinan Fine Arts University Institutional Repository
DSpace@MSGSÜ digitally stores academic resources such as books, articles, dissertations, bulletins, reports, research data published directly or indirectly by Mimar Sinan Fine Arts University in international standarts, helps track the academic performance of the university, provides long term preservation for resources and makes publications available to Open Access in accordance with their copyright to increase the effect of publications.Search MSGSÜ
Sosyal tarih yazımında hapishane müzelerinin yeniden yorumlanışı: Yassıada örneği
Abstract
Tarihyazımının evrimi antik çağlardan bugüne devam eden dinamik bir süreçtir. Bu süreçte farklı tarihyazımı yaklaşımları ile karşılaşırken günümüzde yaygın eğilimlerin ise postmodern yazım yaklaşımlarına uygun olduğunu görmek mümkündür. Buna göre tek de doğru bir tarih yoktur. Çeşitli anlatılar üzerinden yapılan tarihler vardır. Bu bağlamda hapishaneler, ceza sisteminin önemli bir unsuru olarak tarih boyunca dikkat çeken konulardan biri olmuştur. Hapishaneler ise tarih boyunca ceza sisteminin araçlarından biri olarak karşımıza çıkmakta ve cezanın eski çağlardan itibaren amacı ve işlevi dikkati çekmektedir. Özellikle modern hapishane sistemlerinin doğuşu ile cezanın iktidar ile organik bağı kendisini hapishane mimarisi (panoptikon) başta olmak üzere göstermektedir. Foucault'un iktidar ve disiplin teorisi ile hapishanelerin insanları kontrol ve toplumsal düzenle normlara entegre etme aracı olarak işlev gördüğü bilinmektedir. Tarihi hapishanelerin zaman içinde atıl kalmasıyla birlikte nasıl işlevlendirileceği konusu gündem olmuştur. Bu bağlamda karanlık turizm kategorisinde değerlendirilen hapishaneler müzeleştirilmiş ve karanlık turizmin ölüm, felaket ve acı ile ilişkilendirilen yerleri olarak görülmüşlerdir. Dünyadaki hapishane müzelerine bakıldığında bu müzelerin ticarileştirilmesi sorununun hala canlı olduğu görülmektedir. Acının ticarileştirilmesi sorunu bu müzelerde anma, empati duyma, umut dolma, özgürlük, direniş gibi olumlu duyguların önüne geçmesine sebep olmaktadır. Tüm bu politik etik sorunlar yine iktidarla bağlantılı olarak görülmektedir. Hapishane müzeleri bir hafıza mekanıdır. Hafıza ise tarihyazımıyla yakından ilişkilidir. Her ikisi de geçmişi anlama ve yorumlama çabalarının temelini oluşturur. Ancak aralarında farklar vardır. Hafıza yaşanan deneyimlerin ve gruplar tarafından üretilen yaşamın kendisidir, öznel ve sürekli bir gelişim içindedir. Tarih ise geçmişi yeniden oluşturur ve genellikle daha analitik bir yaklaşıma dayanır. Ancak postmodern anlayışa göre tarihyazımı nesnel değildir ve her zaman manipülasyona açıktır. Özellikle hapishane müzeleri gibi hafıza mekanlarında. Yeni müzecilikle birlikte müzelerde daha demokratik, kapsayıcı ve etkileşimli bir yaklaşım benimsenmesi ön görülmüş ve postmodern müzecilik olarak da adlandırılan bu anlayış çeşitliliği ve çok sesliliği ön plana çıkararak, müzelerin sadece bilgi sunan kurumlar olmaktan çıkıp, toplumsal meselelerin tartışıldığı platformlar haline gelmesine katkıda bulunmuştur. Bu bağlamda hapishane müzelerinin ceza adaleti, insan hakları, umut vb. konuları ele alması ehemmiyet taşımaktadır. Dünyadaki örnekler içinde Robben Adası önemli bir hafıza mekanı özelliği taşır. Nelson Mandela'nın da etkisiyle buradaki hapishane direniş ve umut temalarıyla yıllar boyunca hafıza mekanı özelliğini korumuştur. Türkiye'deki ise var olan hapishane müzeleri içinde Sinop ve Ulucanlar Cezaevi müzeleri hafıza mekanı olarak değerlendirmeyi hak eder. Yassıada ise sadece hapishane özelinde değil hafızanın yeniden inşası açısından önemli bir yer tutar. Yassıada'nın demokrasi ve özgürlükler adasına dönüşüm süreci ve bu süreçte yaşanan 1960 yılı yargılamaları, Adnan Menderes figürü ve idam kararları gibi olaylar, tartışmalı bir geçmişi yansıtmaktadır. Bu çalışma, Yassıada hakkındaki tartışmaları, karanlık turizm ve yeni müzecilik anlayışı çerçevesinde tartışarak Yassıada'yı hafıza mekanı perspektifinden değerlendirmiştir.
Collections
- Sosyal Bilimler Enstitüsü [1807]