Abstract
Bu çalışmada Francis Hutcheson'ın ahlak duyusu teorisi ele alınmıştır. Hutcheson, 18. yüzyılda felsefi ve kültürel bir hareket olarak ortaya çıkan İskoç Aydınlanması'nın önde gelen ismi olarak görülür. Sanayi ve ticaretin hızla geliştiği bu dönemde ortaya çıkan sorunlar, insanların bir kısmının refahının artmasına karşılık birçoğunun da sefalete sürüklenmesine neden olmuştur. Bu durum, insan ilişkilerinin önemli ölçüde bozulduğu ve ahlaki anlayışın yeniden düzenlenmesi gerektiği düşüncesini beraberinde getirmiştir. Hutcheson, mevcut rasyonalist, sezgici ve teolojik ahlak teorilerinin yetersiz kaldığı, egoist ahlak teorilerinin de bahsedilen problemleri gideremediği düşüncesinden hareketle, yeni bir teori olarak, bütün insanları ortak yargıda topladığını düşündüğü "ahlak duyusu" teorisini ortaya koymuştur. Ahlak duyusu, aklın ve iradenin önüne geçen, iyiyi ve kötüyü algılama yetisidir. Eş deyişle, tamamen içgüdüsel ve empiriktir. Dolayısıyla teolojik, sezgisel veya rasyonel bir temeli yoktur. Bu duyu insanı iyi eylemlere yönelten, onu motive eden ve temelinde bencillik değil hayırseverlik olan eylemleri uygun ve yerinde bulur.