Mimar Sinan Fine Arts University Institutional Repository
DSpace@MSGSÜ digitally stores academic resources such as books, articles, dissertations, bulletins, reports, research data published directly or indirectly by Mimar Sinan Fine Arts University in international standarts, helps track the academic performance of the university, provides long term preservation for resources and makes publications available to Open Access in accordance with their copyright to increase the effect of publications.Search MSGSÜ
Kırsal soylulaşma sürecinde aktörler, eylemler ve sonuçlar: Çanakkale Yeşilyurt kırsalı örneği
Abstract
Kırsal alanlar, tarihsel süreç içerisinde kendisine çeşitli sorumluluklar yüklenen ve bu sorumluluklarını içerisinde barındırdığı imkân ve olanaklar çerçevesinde karşılamaya çalışan yerler olarak var olmuşlardır. Kırsal alanlara verilen bu görevin tanımı ise insanoğlunun kentleşme deneyimleri ile sürekli bir değişim/dönüşüm geçirmek durumunda kalmıştır. Kırsal alanların maruz kaldığı bu değişim durumu ise bu alanların var olmasına sebebiyet veren temel öğelerin aşınmasına sebep olarak yalnızca kırsal alanları etkilemeyen sosyal, ekonomik, çevresel ve politik bir dizi başka problemlerin doğmasına sebep olmuştur. Ortaya çıkan bu problemler ise kırsal yaşamı, kırdan kente kopuş sağlayarak kentsel yaşamı, doğal ve çevresel hayatı etkileyerek ekolojik yaşamı, ekonomik açıdan kırsal üretim süreçlerini, politik açıdan ise orta ve uzun vadeli olarak ise ülkelerin gıda güvenliği konusunda problemlerini içerebilmektedir. Bu kapsamda gerçekleştirilen çalışma ile kırsal alanların yaşadığı bu değişimi incelemek için "Kırsal Soylulaşma" kavramından yola çıkılarak kırsal alanların geçirdiği değişim/dönüşüm durumu farklı bir perspektif ile ele alınmış ve bu durumun sebebiyet verdiği değişimler "Sosyal Sürdürülebilirlik" ve "Mekânsal Bağlılık" perspektifi ile bütünleştirilerek kırsal soylulaşma süreçlerini deneyimleyen kırsal yerleşimlerin sosyal sürdürülebilirlik açısından yaşadığı değişimlerin orada yaşayan yerli halkın aidiyet duygularında bir aşınma/yok olmaya sebebiyet verip vermediği durumu üzerine bir sonuca varılmak istenmiştir. Bu kavramların bir araya getirilmesi ise nihayetinde kırsal kalkınma odaklı bir yaklaşımdan ortaya çıkmıştır. Çünkü kırsal kalkınmanın önemli ilkelerinden olarak yorumlanan "devamlılık" ve "sosyal sürdürülebilirlik" kavramları soylulaşma ile ele alındığında çelişen pek çok sonuç ortaya çıkmaktadır. Bu çelişkili durumlar ise soylulaşmanın mekân ve toplum ilişkisinin devamlılığının kırılması, kırsal alanların tüketim odaklı faaliyetler yapan "yerler" olması ve nihayetinde bu durumun topluluğun sürdürülebilirliğini sekteye uğratabiliyor olması ile ilişkili bir dizi durumu barındırmaktadır. Bu durum ise kırsal alanların bugünü ve yarını hakkında birtakım riskler barındırarak kırsal kalkınma konusunda endişeler yaratabilmektedir. Bu kapsamda araştırma; Çanakkale ili Kaz Dağları bölgesinde yer alan 1990'ların başında kendini gösteren soylulaşma hareketlerini deneyimleyen Yeşilyurt kırsalında gerçekleştirilmiştir. Çalışma kapsamında kırsal soylulaşma süreçlerinin yarattığı değişim ve dönüşümler sosyal sürdürülebilirlik ve mekânsal bağlılık kavramsal çerçeveleri kullanılarak birey-mekân-toplum perspektifinde ele alınmış ve nihai olarak süreç yerel halkın yaşadıkları yere olan aidiyetleri açısından değerlendirilmiştir. Nitel bir araştırma deseni ile yürütülen çalışma kırsal soylulaşma süreçlerinin ne tür ilişki ağları ile geliştiğini ortaya koyabilmek ve birey-mekân-toplum ilişki ağını iyi çözümleyebilmek adına Aktör-Ağ Teorisi kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Çalışma kapsamında Aktör-Ağ Teorisinin kullanılmasının en önemli gerekçesi ise toplumsal ilişki ağlarını tanımlarken canlı-cansız tüm varlıkların toplumsal ilişkiler ağını oluşturduğu fikrine dayanmaktadır. Bu kapsamda yöntem iki önemli amaca hizmet etmiştir. Birincisi, topluluk ilişkilerini ve bağlantılarını anlamayı sağlamış, ikincisi ise sosyal sürdürülebilirlik ve mekânsal bağlılık açısından birey-toplum ve mekân arasındaki ilişkiyi ortaya koymamızı kolaylaştırmıştır. Bu kapsamda yürütülen çalışma iki ayrı aşamada gerçekleştirilmiştir. İlk olarak bir eylemin birden fazla faili olduğu ve bu eylemi gerçekleştiren "şeylerin" canlı-cansız olabileceğini iddia eden Aktör-Ağ Teorisi ile kırsal soylulaşmaya sebebiyet veren tüm toplumsal ilişki ağları ortaya çıkarılmaya çalışılmış daha sonra çalışmanın teorik çerçevesini oluşturan sosyal sürdürülebilirlik ve mekânsal bağlılığın süreç içerisinde yaşadığı değişim/dönüşümü anlayabilmek için sahada yirmi kişi ile yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiş, araştırmacı tarafından saha notları tutulmuş ve bu iki kaynak ile birey-toplum-mekan ilişkisi bir zaman perspektifinde ele alınarak süreç ile ilgili çeşitli haritalar oluşturulmuştur. Araştırma sonucunda öncelikle, kırsal bir yerleşim de gerçekleşen soylulaşma sürecinin sınırları belirli nedenselliklerden uzak kompleks, çok yönlü, birden fazla almaşık barındıran, yoğun aktör ve fail listesi içeren bir toplumsal ilişkiler ağının neticesinde gerçekleştiği ve bu yoğun ilişki yumağının tek düze nedensellikler atfedilerek çözülemeyeceği ve bu ilişki yumağının sunduğu fırsat-risk-tehdit ve olanakların ilgili disiplinlerce ele alınabilmesi ve değerlendirilmesinin kırsal alanların geleceği hususunda büyük önem arz ettiği anlaşılmıştır. Bu yoğun toplumsal ilişkiler ağının uzun süreye yayılan ağır ve güçlü bir dönüştürme etkisinin bulunduğu, bu dönüşümün yerli halk ve yaşadıkları yerleşim üzerinde orta ve uzun vadede ciddi etkileri bulunduğu tespit edilmiştir. Bu etkiler bir bütün olarak ele alındığında kırsal soylulaşma süreçleri yaşanan bir yerleşim yerindeki toplumsal profilin değiştiği, yerli halkın bir kısmının topraklarını isteyerek dahi olsa satıp başka bir yere yerleşerek yaşam tarzını değiştirdiği, geride kalanların ise değişen dinamiklere uyum sağlayabilmek adına başta yaşam tarzları olmak üzere kendilerini, yaşadıkları yeri ve toplumsal ilişkilerini değiştirdiği anlaşılmıştır. Kırsal soylulaşma süreçleri neticesinde meydana gelen bu değişimler negatif bir sonuç olarak yorumlanabilmesine rağmen yerel halk bu süreci daha farklı yorumlayabilmektedir. Soylulaşma süreçleri ile görece bir ekonomik gelişme yaşanan Yeşilyurt kırsalında yaşayan yerli halk bu yaşanan değişimi kendilerinin köyde kalmasını sağlayan, köyün varlığının devam edebilmesine olanak sağlayan pozitif bir durum olarak görmekte ve bu yaşanan durumların kendilerinin içinde bulunduğu toplum ve mekanla olan ilişkilerinde bir aşınma ve-veya yok olmaya sebebiyet vermediğini ifade etmişlerdir. Bu açıdan süreç ele alındığında görece bir ekonomik yükselmenin yaşandığı Yeşilyurt kırsalında yaşayan yerli halkın bu ekonomik yapının içerisinde kendisine yer bulduğu için içerisinde bulunduğu toplum ve mekâna yönelik ilişki düzeyi ve aidiyet duygusunda görece bir yıpranma yaşamadığı aksi durumda süreç içerisinde gerçekleşen değişim ve dönüşüme yönelik farklı tepkilerin ortaya konulabileceği konusunda izlenimler edinilmiştir. Sonuç olarak bu çalışma soylulaşma süreçleri neticesinde Yeşilyurt kırsalında görece bir ekonomik artı değerin yaşandığını ancak bu artı değerin toplumsal açıdan büyük problemlere yol açabileceğini, yerel halkın yaşam tarzını değiştirerek köyü ve nihayetinde köyün onlara kattığı değerlerin dahi metalaştırıldığı piyasa odaklı bir yaşam biçimini teşvik ettiğini ve bu durumun da Yeşilyurt köyünü üretim odaklı bir yaşam tarzından tamamen tüketim odaklı bir yaşam tarzına geçirdiğini ve aynı zamanda güçlü bir köy idaresi yapısına rağmen bunların yaşandığını ortaya koymaktadır. Ortaya konulan bu çerçeve ile kentsel soylulaşma süreçleri ile kırsal soylulaşma süreçleri arasında bir dizi farklılıkların bulunduğu, kırsal soylulaşma süreçlerinin sosyal sürdürülebilirlik açısından bir dizi değişimlere yol açtığı ancak bu değişimlerin orada yaşayan yerel halkın toplumsal ilişkileri ve mekânsal bağlılığı açısından güçlü bir yıpranmaya sebebiyet vermediği, bu güçlü bağların hala var olmasına neden olan şeyin köyün değişen ekonomik yapısı ve yerli halkında bu ekonomik sisteme dahil olabilme fırsatına sahip olabilmesinin neden olabileceği anlaşılmıştır. Çalışmanın sonraki çalışmalar için dikkat çektiği hususlar ise değişen ekonomik yapıya dahil olabilme durumunun bireylerin kırsal yaşama olan bağlılıklarını ne düzeyde etkileyebildiğinin anlaşılabilmesi ve kırsal soylulaşma süreçlerinin kırsalın sürdürülebilirliği açısından ortaya koyduğu toplumsal katkı çıktıların incelenebilmesidir.
Collections
- Fen Bilimleri Enstitüsü [1728]