Abstract
Edebi yapıtlarını yalnızca kendi odasındaki bir masanın başında yaratabilen yazarlar vardır. Şiirlerini yalnızca özel bir mekâna çekilip yazabilen şairlerin olduğu malumdur. Kimi Kompozitötler beste yapabilmek için belirli bir atmosferin kurgulanmasına gereksinim duyarlar Ressamlar arasında ise bir sergi hazırlama sürecinde atölyelerine aylarca, hatta yıllarca kapananlar çoğunluktadır. Tüm bu sanatçılar edebiyatın, müziğin ya da resmin tarihine büyük yapıtlar ile geçebilmişlerdir; öyle ki biz o büyük olduğu üzerine neredeyse hemfikirizdir.
yapıtların ortaya çıkabilmesi için, her zaman bazı özel mekânların ya da kurgulanmış atmosferlerin gerekt Açık Bi
Oysa sanat yapmanın tek koşulu, bir yere çakılıp kalmak, özel mekânlara kapanmak ya da kurgulanmış atmosferlere kapılıp gitmek değildir elbette; esinini değişik yerlerde ve mekânlarda sağlayan, gezgin karakterinde sanatçılar da mevcuttur. Bunlar, durmadan farklı coğrafyalara yönelirler ve oralardaki insanların öykülerinin, yaşam koşullarının, duygularının peşine düşerler. Eğer işleri yazı ise yanlarında taşıdıkları küçük bir defter ve bir kalem, onlar için yeterlidir. Bir kompozitör için de aynıdır: Bir defter ve bir kalem, zihinde belirmiş ezgilerin çabucak kayda geçmesini sağlayabilir; bunun dışında belki elde tutulan bir enstrüman, ara sıra zihindeki o ezgileri muhteşem bir konsere bile çevirebilir. Ve ressamlar: Yine bir defter ve bir kalem... Birkaç füzen ya da birkaç renkli malzeme... Sonrası, gidilecek yerlere karar vermektir, o kadar...