Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi
Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.MSGSÜ'de Ara
Tame Modernism: The Manifestos of Sedad Hakkı Eldem andOrhan Veli Kanık
Özet
Erken Cumhuriyet döneminin en dikkat çekici manifestolarından Sedad Hakkı Eldem’in Yerli Bir Mimariye Doğru makalesiyle Orhan Veli Kanık’ın Garip Antolojisi Önsözü, koşutlukları kadar farklılıklarıyla da 1930’ların sonunda Türkiye’de gözlemlenen kültürel dönüşümün söylemsel odak noktalarını oluştururlar. 1929 uluslararası ekonomik krizi sonrasında dünya çapında içe kapalı ekonomilerin ve milliyetçi eğilimlerin güçlenmesi, kültürel ağırlık noktasının uluslararası ve yenilikçi sanat anlayışından içe dönük ve halka hitap etmeyi amaçlayan bir eksene kaymasına yol açmıştı. Özellikle Weimar Cumhuriyeti, Sovyetler Birliği ve Türkiye gibi Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra devrimci süreçler sonunda kurulan ülkeler bu süreci keskin bir şekilde yaşadılar. Türkiye’nin kültürel coğrafyası, Nazi Almanyası’nın ayrımcı veya Sovyetler Birliği’nin denetimci aşırı uçlarını deneyimlememişse de, devletçilikle restore edilmiş erken Cumhuriyet siyasetinin eşlik ettiği halkçı sanat anlayışı öne çıkmıştı. Eldem ve Veli’nin manifestoları rejimin geçirdiği restorasyona koşut yeni bir sanat dilinin temellerini atmaya çalışırken odak noktalarına sanatın toplumsal rolünü, toplumsal kimlik arayışını ve biçimsel sadeliği alırlar. Manifestolar, hızla modernize edilmiş kültür ortamında, sanatın toplumsal dönüşümün parçası olması gerektiğini öne sürerler. Sanatın toplumsal yönelimlerin simgesi ve yeniden üreticisi olması gerektiğini belirtseler de farklı toplumsal kitleleri hedefleyerek görece farklı ideolojik konumlarını ortaya sererler. Eldem, kendine has özelliklerini vurguladığı millet kavramını gündeme alırken, Veli çıkarları yönetici sınıflarla örtüşmeyen işçi sınıfını odağına alır. Eldem, yabancıların kültürel etkilerini milletin kavrayışına dışsal kalmakla eleştirerek milliliğin bir türevi olarak yerellik kavramına vurgu yaparken; Veli, zamanının edebiyatını üst sınıflara hitap ettiğini belirterek geniş kitlelerin beğenisini arar. Yine de, hem Eldem’in milliyetçi-yerelci doğrultusu hem de Veli’nin sınıfsal-halkçı bakışı yeni kültürün toplumsal gereksinimlere denk düşmesini savunarak koşut modernist yaklaşımlara ulaşırlar. İki metin de Erken Cumhuriyet’in Jacoben söylemini benimser ve bir restorasyon gereksinimini imleyerek özneyle kitleler arasındaki uçurumun kapanmasını umarlar. Toplumun geniş yığınlarını, Cumhuriyet’in dönüşüm sürecini onarmak için tetikleyici unsur olarak tanımlarlar. İçe dönük ekonomi politikaları ve müdahaleci devletçilik döneminde, benzerlikleri altyapısal ilişkilerin üstyapıyla ilişkilendirilmesi bağlamında sanatın siyasi rolünü vurgularken, farklılıkları dönemin kültürel dönüşüm yelpazesinin farklı uçlarını temsil eder. Metinler, ideolojik bir refleks olarak dengeli bir kültürel dönüşümün somut yanıtını kimlik sorunsalında arar. Sedad Eldem’in kimlik anlayışı yekparedir, intizamı sağlamak için farklılıkları saf dışı bırakmayı ön görür. Orhan Veli, daha eleştirel bir yaklaşımı benimsemiştir; şiirin altyapısal düzenlemelere ve merkezi desteğe daha az gereksinimi vardır. Kültürel gündemlerinin tonunu kimliğin özünü bulma çabası belirlerken, sanatın iletişim yeteneği öne çıkarılır. Topluma ulaşamayan bir sanatın toplumun kimliğini araması gereksiz, hatta imkânsızdır. İletişimsellik yalnızca kitlelere sadakati simgelemez, aynı zamanda siyasi düzlemde sanatsal manevra imkanları sunar. Yine de kültürel kimliğin özü olarak sanatın iletişim yeteneği, Eldem’in ve Veli’nin metinlerinde farklı görüntüler ortaya çıkarır. Eldem açısından yalnızca yerel bir mimari kimlik, dönüşümün ideallerini aktaran bir çarka dönüşebilir. Veli içinse, şiiri gündelik hayata eklemlemenin yegane yolu sıradan bir dil kullanmaktan geçer. Eldem yabancı ve uluslararası eğilimlerle yüzleşirken, Veli tarihsel ve biçimci yaklaşımları eleştirir. Yerellik ve sıradanlık, toplumsal kimliğin özüne inme becerisine sahip sanatsal girişimlerin dengeli bir modernleşme sürecini destekleyebilmesinin ön koşullarıdır. Metinlerin biçim konusundaki önermeleri, bölgeselcilik-sıradanlık ikiliğinin ideolojik matrisi aracılığıyla oluşturulur. Sedad Hakkı, binaların iç-dış birliğine ve Klasik Osmanlı mirasından ödünç aldığı ahenk fikrine odaklanır. Buna koşut olarak Orhan Veli, anlamın çıplak aktarımını ve sanat yapıtının bütünlüğünü yeni tarzın temel taşları olarak görür. Toplumsal dönüşümün temel ideallerinin başarıyla aktarılmasına izin veren, sadelik ve bütünlüğün bu alaşımıdır. Sadelik yoluyla, süsleme gelenekleriyle deneysellik devre dışı bırakılarak ileti kanalları temizlenir. Bütünlükse, toplumsal dönüşümün yol göstericiliğine merkezi rolü vererek bu boşluğu doldurur. Eldem ve Veli’nin metinlerinin içe dönük kültürel yaklaşımları uluslararası avangardın ve geleneksel sanatların eksikliklerini kapatmaya çalışır. Osmanlı mimarlık ve şiir mirası, yüzyıllar boyunca eski yönetici sınıfların hegemonyasını yeniden ürettikleri için toplumsal değişime eşlik etmeye uygun değildir. Öte yandan erken dönem yenilikçi girişimler, geniş to
Kaynak
Tasarım+KuramCilt
17Sayı
34Koleksiyonlar
- TRDizin [756]