Abstract
Kökenleri 1960’ların İskandinavya’sına dayanan Katılımcı Süreç Organizasyonu yöntemsel olarak demokrasiyi ve tasarımda kullanıcı dahiliyetini temsil eder (Shabab et al., 2018). “Katılımcı Tasarım” kavramı ise De Carlo tarafından, 1970’lerin başında, tasarımcı ve kullanıcı arasındaki bariyerin kalkması amacı ile ortaya çıkmıştır (Kizilkan ve Türkyılmaz, 2020) Günümüzde özellikle kamusal alanların tasarımında tüm paydaşların sürece dahil edilmesi amacıyla birçok farklı ülkede kullanılan standart bir yöntem halini almıştır. Buradan yola çıkarak hazırlanan bu yazı, kamusal alan tasarım yarışmalarının katılımcı süreç ile düzenlenmesi ve süreç organizasyonuna dair bir görüş niteliğindedir. Türkiye’de düzenlenen tasarım yarışmaları üzerinden yapılan değerlendirmeler ve Büyükada Fayton Meydanı Tasarım Yarışması organizasyonu sürecinde edinilen izlenimler doğrultusunda, katılımcı sürecin yarışmalar doğrultusunda geçirdiği gelişim değerlendirilirken, bundan sonraki sürece katkı sağlayabileceği düşünülen öneriler geliştirilmiştir. Sonuç olarak, kamusal mekana dair tasarım yarışmalarının katılımcı süreç ile organize edilmesinde kullanılabilecek bir model önerisi sunulmaktadır. İstanbul'da son dönemde düzenlenen “Kamusal Mekan Tasarımı” yarışmalarına bakıldığında katılım boyutunu süreç içerisine dahil ederek yöntemsel olarak değişim geçirmekte olduğu ve her yarışma sonucunda yapılan değerlendirmeler ve geri beslemeler ile geliştirilmeye çalışıldığı söylenebilir. Bu kapsamda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından düzenlenen Taksim Meydanı, Bakırköy Cumhuriyet Meydanı, Salacak Kentsel Tasarım ve Kadıköy Meydanı Kentsel Tasarım Yarışmaları, ilk kez katılımcılığı yarışma süreciyle birleştirerek yarışma kültüründe önemli adımların atılmasını sağlamıştır. Söz konusu yarışmalarda kamusal açık alanların, kent meydanlarının ve yapılarının şeffaf bir şekilde yarışma ile tasarıma açılması, halkın takibine ve paydaşlığına imkan vermesi açısından yarışmalar tarihinde önemli bir kırılma noktası olarak tanımlanabilir.