Abstract
1957’deki bir tetkik seyahatinde Mardin'e uğramış ve Artukluların bu önemli kültür merkezindeki eski eserleri yakından inceleme fırsatım elde etmiştim. Bu arada Sultan İsa Medresesi'nin ikinci katında Hasankeyf'ten getirilen bir mezar taşı dikkatimizi çekmişti.
Alçak kabartmalı figürlerle dekorlu bu mezar taşı ile beraber kale kapısından getirilen diğer bir figürlü alçak kabartma ve civardan getirilen daha başka bazı buluntular, Sultan İsa Medresesi'nde kurulacak (Resim 1) Mardin müzesinin çekirdeğini teşkil edebilirler. Civarda bulunan birçok eser, buradan Diyarbakır Müzesi'ne taşındığı bilinmektedir. Halbuki buluntuların Mardin’de kalması ve asıl yerlerinde muhafaza edilmesi her bakımdan daha ilgi çekici olabilir.
Hasankeyf'te bulunmuş olan mezar taşı, alçak kabartma olarak figürlerle işlenmiş olup, alt kısmı üstten daha dar dikdörtgen biçimindedir: Yükseklik 0,54 m, taşın üst genellikle 0,27 m, alt genellikle 0,22 m, kalınlık 0,11 m'dir. Küfeği taşındandır. (Resim 2, 3, 4)
Ön yüzünde (Resim 2) soldan sağa doğru ilerleyen bir süvariyi canlandırmaktadır. Atın üzerindeki «belleme» Hittit sanatında bilhassa ziynet eşyalarında rastlanan «zikzak» dolgu motifi ile işlenmiş ve püsküllü saçaklarla zenginleştirilmiş olup, süslü koşum takımlarıyla birlikte süvarinin önemli bir şahsiyet veya bir kahraman olduğunu anlatmaktadır. Sol elinde bir av kuşu (doğan) tutuyor. Atın dizgini de sol koluna bağlanmıştır. Sağ elinde kalın bir mızrak tutmaktadır. Üzengisi üzerinde ayağa kalkmış başı ve vücudu seyirciye doğru dönüktür. Bu kompozisyonda figürler arasında bir nispet hiyerarşisi de mevcuttur. Süvarinin iki elinde gördüğümüz kuş ve mızrak, satıhta daha büyük ve belirli bir şekilde resmedilmiş ve bu suretle avcı fikri seyirciye kolaylıkla anlatılmak istenmiştir.
Türk Sanatı Tarihi Araştırma ve İncelemeleri 1. cilt’ten ayrı basım.