Mimar Sinan Fine Arts University Institutional Repository
DSpace@MSGSÜ digitally stores academic resources such as books, articles, dissertations, bulletins, reports, research data published directly or indirectly by Mimar Sinan Fine Arts University in international standarts, helps track the academic performance of the university, provides long term preservation for resources and makes publications available to Open Access in accordance with their copyright to increase the effect of publications.Search MSGSÜ
İstanbul minareleri I
Abstract
İstanbul minareleri hakkında yapılacak bir çalışmanın, bu minarelerin ait
oldukları cami ve mescidlerin etraflı bir surette tarih ve mimari bakımından tetkiklerinden
sonra meydana getirilmesi şüphesiz daha doğru olurdu. Bir vakitler
yalnız Ayvansaray- Yedikule- Sarayburnu üçgeninin içinde 500 cami ve mescidin
yükseldiği düşünülecek olursa, yapılması gereken işin azameti kolaylıkla
anlaşılır. Bugün bu rakkamın hissedilir. bir derecede azalmasına rağmen; yine
_yekun hayli yüksektir; ve bunun içindir ki, burada bu mabetlerin minarelerinden
ancak mahdut miktarı en karakteristik olanları zikredilebilmiştir. Bu çalışmada
gaye, etraflı tetkiklere mazhar olan Mısır, Mağrip ve İran minarelerinin
yanısıra Türk-Osmanlı minarelerinin de ehemmiyetli bir mevkie sahip olduklarını
belirtmekti. Nitekim, meşhur İskenderiye feneri hakkında yazdığı büyük
eserinde, bu fener ile alakalı gördüğü İslam minare mimarisine de uzun bir
yer ayıran H. THIERSCH, Türk- Osmanıı minarelerini "Bütün minarelerin içinde
en sade ve en sanatsız olanları" olarak tavsif etmiştir ( 1 ).
Bu ufak araştırmanın esasını teşkil eden malzeme 1946 - 1948 yıllarında toplanmıştır.
Alakalı bir takım memurlar tarafından o sıralarda gösterilen hayret
verici zorluklar bu çalışmalarımız sırasında en büyük güçlüğü teşkil etmiştir.
Diğer taraftan, minaresi ehemmiyetli olan mabedlerin evvelden tesbiti tamamen
kabil olmadığından, İstanbul'u sokak - sokak dolaşarak işi tesadüfe bırakmak
icab etmiş ve bu vaziyet bazı eserlerin gözden kaçmasına yol açmıştır. Geçen
asırlarda vuku bulan yangınlar ve zelzeleler, İstanbul minarelerini sık sık
harap ettiğinden, bunların çeşitli uslılplarda değişiklik görmelerine sebep olmuştur.
Uzun zamandır ait oldukları mabedler harap bir durumda bulunan fakat
kendileri senelerden beri ayakta kalabilen ve daha uzun zaman kalabilecek vaziyete
olan bir hayli minare, garip sebepler ile, hatta bazan taşlarından elde edilecek
maddi menfaat uğruna, tamamen yok edilmişlerdir. Bunların arasında 1945
de yıktırılan Tulumcu Hüsam mescidi minaresi, telafisi zor bir kayıp olarak gösterilebilir.
Bu gibi kayıpların, bu eserlerin bir tetkik süzgecinden geçmelerine
vakit kalmadan vuku bulması, bu yolda yapılacak tetkikleri de hayli güçleştirmiştir.
Biz bu çalışmamızda, yıkılmadan önce tesbit edebildiğimiz bazı minareleri
de mevzuumuzun içine almağı uygun bulduk. İstanbul minareleri hakkındaki
bu etüd, şimdiki haliyle ancak iddiasız bir önçalışma dır. İleride yapılacak
tamamlayıcı araştırmalar, zaten bir rehber mahiyetinde olan bu tetkikimizde karanlık
kalan noktaları da her halde zail edecektir.
İstanbul minareleri hakkındaki bu tetkikimizin malzemesi, İstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesinin Sanat Tarihi kürsüsünde 1947 yılında bir seminer çalışması olarak toplandıktan sonra daha etraflıca işlenmek suretiyle 1948 de lisans.
tezi olarak yazılmış ve ayni yılın haziran ayında kabul edilmiştir. Aradan geçen
zaman içinde ayni mevzuya bir daha dönmek imkanını bularak, eldeki malzemenin
yardımı ile yalnız küçük cami ve mescid minareleri hakkında kısa bir
makale neşretmemiz mümkün oldu ( 2). Aynı çalışmamızın malzemesini esas
tutarak şimdi etüdümüzü neşrederken bunu bazı ilaveler, düzeltmeler ile tamamen
yeni bir tertibe göre hazırlamağı uygun bulduk. Makalenin ölçüsünü fazla genişletmemek
için, başta bulunan, bütün islam alemindeki minareler hakkında
umumi bilgiler ihtiva eden hayli uzun bir giriş bahsini, sondaki üç eki tamamen
çıkartmayı daha uygun gördüğümüz gibi, gerek notlarda gerekse resim sayısında
da hissedilir derecede bir azaltma yapmağı da daha uygun bulduk ve resimlerden
bir kısmını da daha iyileri ile değiştirmeği tercih ettik. Etüdümüz bu
yeni tertibi ile başlıca iki büyük kısım halindedir. Birinci kısım, başlıca numunelerin
kronolojik bir kataloğudur. Ikinci kısımda ise, bu malzemeye dayanarak,
Istanbul minareleri hakkında umumi bir değerlendirme ve sentez teşebbüsü yer
alacaktır. İstanbul Minareleri hakkındaki bu ara:ştı:ı;mamızı, tez halindeki şeklinden
hayli farklı olan yeni tertibi ile 1955 de hazırlamış ve basılması için beklemeğe
başlamıştık. Bu fırsatı ancak 1959 da elde edebildik. Uzunluğuna rağmen yazımızı
yıllıklarına kabul eden Güzel Sanatlar Akademisi'ne ve bu yıllık'ın çıkması için
büyük bir gayretle didinen sayın Rıfkı Mehil Meriç'e şükranlarımı sunmak benim
için bir borçtur. Yazımız 1959 danberi redaksiyonda beklemiş ve 1962 Şubatında
ilk provaları gelmiştir. Bu yüzden aradan geçen 7 yıl içinde vukua gelen değişiklikleri
her yerde eklemek mümkün olamamıştır. Yazının çok acele basılması
bazı imla yanlışlarının da gözden kaçmasına sebeb olmuştur. Bu gibi hatalardan
dolayı özür dilerim.
Notları fazla genişletmemek ıçın, camiler hakkında bilgi veren eserlerden
yalnız ana kaynak durumunda olan Hadika' ya işaret edilmiştir. Aşağıda adı
gösterilmiş İstanbul hakkındaki kitabımızda, bu cami ve mescidlerin büyük bir
ekseriyeti hakkında bilgi ve bibliyografya verilmiş olduğundan, etraflı bibliyog-·
rafya için oraya baş vurulabilir.
Series and Serial No.
Türk Sanatı Tarihi Araştırma ve İncelemeleri I. cilt’ten ayrı basım.Collections
- Kitaplar [389]