Özet
Son yıllarda, sürdürülebilirlik gündeminin dünya genelinde kabul görmesi,
beraberinde kentsel çevre nasıl organize edilmeli, nasıl bir form almalı, nasıl
planlanmalı ve yönetilmeli gibi tartışmaları getirmiştir. Aynı dönemde hız
kazanan küreselleşme baskıları kentler arası rekabet ortamını ve “yarışmacı
kentler” kuramını güçlendirmiştir. Yatırım çekmek ve iş olanakları yaratmak
konularında kentler arası rekabetin artması; iyi tasarlanmış ve iyi yönetilen
kentsel çevrelerin, kentlerin ekonomik rekabet gücünü arttıracağı görüşünün
genel kabul görmesine neden olmuştur.
Kamusal alanların ve binaların oluşumunda kamu sektörünün rolünün
giderek azalması, özel sektör liderliğinde kalkınma ve gayrimenkul piyasası
süreçlerine hız kazandırmıştır. Bunun sonucunda, çok taraflı gelişme
ortaklıkları, tasarımın karar üretme ve uygulama boyutlarının önemli bir
bileşeni olmuştur. Kamu sektörü düzenleyici kapsam sağlama görevini
üstlenirken, tasarım kalitesine yatırım yapmak özel sektörün inisiyatifine
geçmiştir.
Ne var ki, çağdaş gelişim ortamında piyasa güçleri genellikle kısa vadeli geri
dönüşler beklemekte, tasarım kalitesine uzun dönemli yatırım yapmaya karşı
gelmektedirler. Kapital güç ve yapılaşma tercihlerinin çoğu zaman bu güçlerin
yönetiminde olması, var olan problemi güçlendirmektedir. Bu durum, son
dönemlerde kentsel tasarımın marjinalleşmesine ve eğer bazı faydalarla telafi
edilemiyorsa, iyi tasarımın ancak ve ancak “maliyetleri arttıran bir şey olduğu”
görüşünün yaygınlaşmasına sebep olmuştur.
Bu gelişmeler ışığında, daha iyi bir kentsel tasarımın değerini ortaya koymak
ve bunun fayda-maliyet analizini yapmak, tasarım kalitesi ile uygulanabilirliği
olan projeleri buluşturma çabasının önemli bir parçası olacaktır. Kentsel
tasarımın değer yaratımının tanımlanması, tasarımda kalite sağlanmasının
VIII
ve daha yaşanabilir kentsel mekanlar üretilmesinin önündeki engellerin
aşılmasında güçlü bir teşvik sağlayacaktır. Kentsel tasarım ve değer
arasındaki bağlantı tanımlanmadığı ve fayda-maliyet arasında denge
algılanmadığı sürece, paydaşların yapılaşma ile ilgili yaklaşım ve kararlarının
aniden değişmesini beklemek fayda sağlamayacaktır.
Bu tez çalışması, kentsel tasarım ile değer yaratımı arasındaki ilişkiyi
tanımlamayı ve örnekler üzerinde bu ilişkiyi kanıtlamayı hedeflemektedir.
Böylelikle kentsel gelişmeye taraf olan tüm aktörler, kentsel tasarıma yapılan
yatırımların ekonomik, sosyal ve çevresel olarak yaratılan artı değerle
karşılanabileceğini görme şansına sahip olacaklardır.