Abstract
Bu çalışmada Ludwig van Beethoven'ın (1770-1827) üçüncü ve son dönem yapıtları genel bir bakışla ele alınmış ve bu dönemin anıtsal yapıtlarından olan piyano sonatları incelenmiştir. Bestecinin form, armoni ve piyano çalma sanatı açılarında gerçekleştirdiği yenilikler, hem teknik hem de felsefi bir bakışla açıklanmaya çalışılmıştır. Beethoven'ın müzik tarihindeki yeri, her zaman tartışmalara yol açmış eskiyle yeninin tam ortasında bir dönüm noktasıdır. Fransız Devrimi'nin topluma getirdiği "özgürlük, eşitlik, kardeşlik" ilkeleri etkisinde kalarak yapıtlarında klasisizmi doruğa eriştirir ve romantizmin kapısını aralar. Besteci otuz iki piyano sonatını yaratırken, birinci döneminde kişisel form anlayışını yapılandırır, ikinci döneminde yaratıları nesnelden öznele, giderek daha yoğun bir geçiş sergiler, üçüncü döneminde ise birinci ve ikinci dönemindeki birikimi özümseyerek tınılar ve tematik hücrelerin temel unsurlar olduğu bir doruğa ulaşır. Bu dönemde sağırlığın da neden olduğu kesin bir içe kapanma ve Beethoven'ın kendine özgü bir çeşit mistisizme yönelişine tanıklık ederiz. Son beş sonatı Beethoven'ın yer yer sağırlığını da duyumsatarak (op.106 ve Op.111 ses dengesizlikleri) bestecinin fizyolojik yetersizliği ile psikolojik güçlülüğünün iç içe geçerek harmanlandığı bir ortam oluşturur. Tınılarla oynarken kendi form ilkelerini de esneten sanatçı bu son dönem başyapıtlarıyla, preromantik ve romantik bestecilere bilgi ve ilham kaynağı olmuştur. ANAHTAR KELİMELER: Form, Sonat, Klasisizm, Romantizm, Tınılar.