Özet
İnsan her zaman çevresini ihtiyaçları doğrultusunda değiştirmeye çalışırken,
kendisinden önce oluşmuş bir çevre içinde yaşamım sürdürür ve bu
çevreden etkilenir. Ancak günümüze kadar, insanın çevreyi değiştirme
potansiyelinin bu boyutlara ulaştığı görülmemiştir.
Hem doğal, hem de tarihsel çevre onarılması güç olan birçok tahribat
yaşamaktadır. Bu- yok oluş eylemlerinin bir kısmı yapay olarak
engellenmeye çalışılsa da tam bir başarıdan söz edilemez. Örneğin birçok
nedenle yok olan doğal çevrenin en önemli parçalarından olan yeşil doku,
ağaç dikim kampanyaları, park-bahçe düzenlemeleri ile ne kadar geri
döndürülebilir veya etkileri ne derece gerçekçi olur. Bu soruya uzmanların
verdikleri yanıt oldukç~ karamsardır: Yeni dikilen bir ağaç, herhangi bir
nedenle yok olan ağaca nazaran çok kısırdır. Çünkü, yok olan ağaç, yakın
çevresindeki doğal oluşumu, altındaki çalı grubu, üzerindeki canlı grubu ve
ekolojik dengedeki kusursuz uyumu ile birlikte yok olmuştur. Bu döngünün
tekrar oluşturulması ise artık bu aşamada mümkün değildir. Bu açıdan hem
doğal, hem de tarihsel çevre ortamlarından soyutlanmadan bir bütün olarak
oluşturulmalı ve korunmalıdır. Koruma toplumsal bir eylem olduğu zaman
başarıya ulaşır ve "Koruma Bilinci"nin oluşturulması için; "Korunacak
çevre" sorununun varlığının kabul edilmesi gereklidir.