Özet
1980'lerde, özellikle İngiltere ve Amerika'da yaşanan neo-liberalizme paralel olarak Türkiye'de de neo-liberal siyasa hakim olmaya başlamıştır. Bu değişime paralel olarak, küreselleşme yarışına giren Türkiye için İstanbul'u "dünya kenti" yapma ideali ortaya çıkmıştır. Böylece, metalaştırılan kentsel toprak, sermayenin birikim aracına dönüşmüştür. 2000'lere gelindiğinde, iktidar ve sermaye arasında kurulan çıkar birliği ile yerli ve yabancı sermaye inşaat sektörüne yönelmiştir. Metalaştırılan kentsel toprak üzerine baskı gittikçe artarken; İstanbul'un yapılı çevresi, kentin çeperlerine doğru gittikçe genişlemektedir. Bu kapsamda, yer, İstanbul'daki inşaat sektörünün büyük bir problemi olmuştur. Arz yönlü üretilen büyük ölçekli konut projeleri, toplumsal yaşamı etkileyen ve toplumun tercihlerini yönlendiren ideolojik aygıt medya aracılığıyla topluma sunulmaktadır. Bu bağlamda, kent çeperlerinde inşa edilen projelere nüfusun talep göstermesi için reklam iletişimine başvurulmaktadır. Büyük ölçekli konut projelerinin reklamlarında iletişim, çeşitli imgeler ve hileler tasarlanarak kurulmaktadır. Bu kapsamda, büyük ölçekli konut projeleri reklamlarının göstergebilimsel çözümlemesi yapılarak, kentsel konumla ilgili manipülasyonun ve bu manipülasyonun aracı olan hilelerin neden ve nasıl yapıldığı ve bu hilelerin neler olduğunun ortaya konması amaçlanmıştır.