Özet
Oyun, tarihi süreç içinde kavram olarak incelendiğinde, insan hayatındaki yeri ve
önemi bakımından oldukça ilgi çekicidir. İnsanın tarihinden çok daha eskiye dayanan
oyun olgusu, çalışmanın birinci bölümünde insanlık tarihi üzerinden iz sürülerek
irdelenmiştir. Günümüzde, çoğunlukla çocuk etkinliği olarak nitelenen oyun, esasen
insanın zihinsel ve fiziksel gelişimine katkısı bakımından yetişkinlik döneminde de
işlevseldir. İçerisinde eğlenceyi barındıran ve gönüllü bir eylem olarak gerçekleştirilen
oyun, kelime kökeni bakımından yarış kavramına dayanmaktadır. Tarihten bu yana,
hayatı anlamlandırmak ve yaşamını sürdürebilmek için doğayı ve çevresini ’taklit’
etmiş olan insanoğlunun, hayati yarış esnasında sergilediği davranışlar ve oluşturduğu
sistemler, kültürün temelini oluşturmakta ve insanın doğrudan oyuncu karakterine
işaret etmektedir.
Günümüzde kapitalist sistemin egemenliğinde baskılanan insanın, oyun kurma
potansiyelini kullanmadığına ve kendisine dayatılan oyunları oynamaya mecbur
bırakıldığına şahit olmaktayız. Oysa ki toplumların ilerlemesini sağlayan teknoloji,
bilim, sanat gibi temel alanlardaki inovatif yaklaşımlar, insanın oyun güdüsü ve merak
duygusunun uzantısı olan yaratımlardan ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada teknoloji
ve sanat ilişkisi, oyun temelinde ele alınmıştır. Endüstri Devrimi dahilinde ortaya
çıkan sanat akımlarını incelediğimizde, oyun, bilim ve teknoloji ilişkisi özellikle
kinetik sanatta açıkça gözlemlenmektedir. Çalışmada, 20. ve 21. yüzyılları kapsayan
kinetik heykel örnekleri oyun bağlamında irdelenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Oyun, Oyun Nesnesi, Sanat, Heykel, Kinetik Heykel