Özet
Mozart'ın 1775-1789 arasında bestelediği solo sonatları (piyano) dört grupta değerlendirilmelidir. Buna göre; 1.Grup: "Salzburg-Münih Sonatları" olarak bilinen K 279-284 sonatlardır. Bu sonatlarında galant stil etkisi belirgindir. Süslemeler ve minyatür görünüm egemendir. 2.Grup: "Mannheim Sonatları" olarak bilinen K 309-311 sonatlardır. Yoğun bir çok-seslilik arayışı ve orkestral yazı ön plandadır. 3.Grup: "Paris Sonatları" olarak bilinen K 330-333 sonatlardır. Mozart'ın doruğa eriştiği dönem diye nitelendirilebilir. Virtüozite, dramatik yapı ve aynı zamanda öznelliğe yöneliş gözlemlenir (Romantizme işaret). 4.Grup: "Viyana Sonatları" olarak bilinen K 457, K 533, K 545, K 570, K 576 sonatlardır. Mozart'ın son sonatlarıdır ve geç dönem eserleri olarak kabul edilir. Opera karakterleri, çok-sesli arayışlar ve virtüozite tam bir dengeye oturmuştur. Armonik olarak deneysel kullanımlar sıklıkla görülür. Johann Christian Bach ve Joseph Haydn'ın öncülük ettiği doğrultuda yürüyen Mozart, özellikle "Empfindsamkeit" akımının önemli temsilcisi Carl Philipp Emanuel Bach'ı da çok iyi incelemiştir. Mozart'ın çok renkli kişiliği, tema bulmaktaki olağanüstü yaratıcılığı, doğaçlama gücüyle öne çıkardığı "fikirler dizisi" gibi özellikleriyle, Beethoven'a ilham kaynağı olan bir sonat formu anlayışı geliştirmesini sağlamıştır. Mozart'ın sonatlarında kontrastlar, şakacılık, insan sesinden başlayarak tüm enstrümanların izdüşümü ve virtüozitesini klavye üzerinde yakalamak mümkündür. Mozart'ın sonatları, müziğin soyuttan somuta yönelişinde (Klasisizm'den Romantizm'e) büyük bir adım olmuştur. Anahtar Sözcükler: Sonat formu, Viyana Klasikleri, Galant stil, Empfindsamkeit, Mozart.