Özet
1939-1950 dönemi Türk sineması İkinci Dünya Savaşı'nın etkisi altında şekillenmiştir. Savaş yıllarındaki gelişmeler bu dönemi diğerlerinden farklılaştırır. Bu yıllarda sinema eğitimi almamış ancak genel anlamda sanatsal ve kültürel vizyonu olan amatör sinemacılar film üretmek amacıyla denemeler yapar. Sosyo-ekonomik altyapıları ve özgeçmişleri açısından benzerlikler taşıyan bu genç sinemacıların her biri kendine has bir sinema anlayışına sahiptir. Bununla birlikte dönemin genel atmosferine paralel olarak kendi kültürümüze ve seyircimize hitap eden filmler yapma noktasında birleşirler. Filmlerinde yerel konuları yerel müzikler, basit dekorlar ve amatör oyuncularla anlatırlar. İkinci Dünya Savaşı'nın tek partiyle yönetilen, dışa kapalı Türkiye'sinde sıkıyönetim, sansür ve ekonomik yetersizlikler altında film üretimini başlatırlar. Sinema tarihimizde tiyatrocular dönemi ile sinemacılar dönemi arasında geçit niteliği taşıyan eserler ürettiği düşünülen bu sinemacılara geçiş dönemi sinemacıları adı verilir. Geçiş dönemi sinemacıları halka hitap eden bir sinema yaratmak için görsel ve yazılı geleneklerden faydalanmış, milli bir sinema dili arayışına girmiştir. Ancak kısıtlı sermaye, yüksek vergiler, yetersiz hammadde ve sinema teknolojisi sanatsal arayışlarını zorlaştırır. Sektörün ekonomik sorunlarına çözüm bulmak için örgütlenir ve ilerleyen yıllarda yerli sinemanın önünü açan gelişmelere önayak olurlar. 1950'li yıllara doğru beklenmedik bir hızla seri üretime geçen yerli sinema sektörünün içinde yer alırlar ancak yaratıcı sinema arayışlarını geride bırakmışlardır. 1939-1950 dönemi sinemacılarının sanatsal düşünceleri, yaptıkları filmler ve sinema sektörüne katkıları bu dönemde yerli sinemacılığın temelinin atılmasını sağlamıştır. Bu nedenle Türk sinemasının 1939-1950 yılları arasındaki dönemi bir geçiş dönemi olarak değil yerli sinemada profesyonel bir bilincin oluştuğu dönem olarak tanımlamak gerekir.