Abstract
Modernleşen Türkiye’nin tarihinin ulus-devlet kurma projesi olarak
kavramsallaştırılması, toplumsal pratiklerin modernliğini “organik ve homojen
bir ulus”un taşıdığı özelliklere indirgemektedir. Bu durumda modernleşmenin
sivil toplum boyutu, kurumlar oluşturmaya dayalı böylesi bir projenin tarihsel
aktörü değil, tali sonucu olarak sunulmaktadır. Şerif Mardin, baskın olan bu
yaklaşıma karşın, modernleşmeyi, kurumsal inşa süreçlerine sürekli olarak etkide
bulunan kültürel grupların projeyle aktif etkileşimi çerçevesinde açıklayan bir
açılım getirmektedir. Mardin’in sunduğu açılımı izleyen çalışmamız, “toplumsal
değişim süreci olarak modernleşmeyi”, kurum, kültür, sembol ve anlamların
kümelendiği sivil toplumsal süreçlerin, projenin siyasal bütünüyle olan çok
katmanlı etkileşimi olarak araştırmaktadır.
Türkiye’de sivil toplumun Osmanlı geçmişi, her zaman kültürel bir
kopukluk tarafından sınırları tayin edilen çevresel unsurların, modernleşmeyle
beraber oluşan siyasal etkinliğe katılımı yoluyla merkeze nüfuz etmeleri ve bu
arada bu etkileşimin ürünü olan yeni toplumsal alanların üretimi ve yeniden
üretimi çerçevesinde değerlendirilmektedir. Çalışmamız boyunca modernleşme,
sivil toplumun uzun bir zaman boyunca sıralanan pratiklerinin yapılaşmasının
(sürekliliğin, kırılmanın ve yeniden üretimin) bir tarihsel sosyolojisi olarak
incelenmektedir.
ANAHTAR KELİMELER: Modernleşme, Sivil Toplum, Şerif Mardin,
Osmanlı, Yorumbilgisi, Yapılaşma